Daha ilk günlerde Ebru Gündeş’in imaj operasyonun mimarlarından biri Acun Ilıcalı’ydı. Programında jüri üyesi olan Gündeş ekrandan stratejik gözyaşlarını dökerek Ilıcalı’nın “adamlığına” vurgu yapmış, ona minnetini sunmuştu. Bugün bakıldığında farklı bir anlam kazanan o programda bir stratejinin ilk tohumları da vardı ve bu algı televizyon üzerinden yaratıldı.
Eski imajı sıfırlayıp Gündeş’in yeniden pazarlanması için Acun Ilıcalı’nın programından daha iyi bir platform da olamazdı. Topluma kendi standartlarını bir şekilde kabul ettiren, mesela uzun bir süre iki eşli bir hayat sürdürmesine rağmen her fırsatta namustan, adamlıktan söz ederek bu konunun tartışılmasının üzerini örten Ilıcalı’yla Ebru Gündeş’in böyle bir ahlaki ortaklıkları da var. Hiç kimse Ebru Gündeş’i onun kadar iyi aklayamazdı.
Her adımında ayrı bir hesap olan Gündeş daha ilk dakikada mağdur kadın, hatta anne rolünü oynamayı tercih ederek kendisi ile Zarrab arasına mesafe koydu. ABD’ye gitmemesi, parasını harcarken bir an bile yalnız bırakmadığı eşiyle bu süreçte hiç ilgilenmemesi bu mesafe çabasının ürünü. Mallarını koruma konusunda da şanslı; ortaya çıkan bir evlilik sözleşmesi nedeniyle Gündeş’e dokunulmuyor. Daha da önemlisi, bildiklerini anlatması için kapısını çalan, hatırlayan da yok. Birkaç aya kadar Zarrab’la evli olduğu bile unutulur.