Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Baskılanan dolar kur politikasından büyük darbe almış olan ihracatçılar da bu politikalara çok fazla muhalefet etmedi doğrusu. Ülke içinde ve dışında giderek bozulan ekonomik konjonktür ihracatçıların satışlarının düşmesine yol açarken, kamu maliyesinin doğurduğu maliyetleri finanse edebilmek için yüklenilen vergileri de ciddi bir şikayet konusu yapmadı sanayici. Hatta bazı kesimler siyasi yakınlıklarıyla bu maliyetleri ödemekten kaçınırken, sanayicilerin büyük bölümü sabit döviz kuru, yüksek faizin etkisiyle maliyetlerinde yaşadıkları artışlara çok fazla ses çıkarmadı. Tüm bu fedakârlıklardan sonra beklenen kendilerine söz verilen finansal istikrar ve düşük enflasyonist ortamın sağlayacağı ‘kârlıklara’ erişebilmekti.
Maalesef olamadı. Her geçen gün de bunun olma olasılığı yitip gidiyor. Onca emek, onca fedakârlık istenilen sonuçları vermedi. Tek bir siyasi hamle onca insanda ve sanayide hayal kırıklıkları yarattı. Bu enkazın nasıl toparlanılacağı ise hala bilinmiyor. Artık kurları baskılamak ihracatta rekabetçilik kaybına neden olmuyor. Dünya ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmelerin etkisiyle Çin’de, Doğu Avrupa’da ve kısmen AB piyasalarında sıkışan yabancı şirketler için bu kur politikası Türkiye’deki piyasaları kurtarıcı olarak görmelerine yol aşıyor. Daha önce girmeye cesaret edemedikleri Türk piyasaları onlar için daha cazip hale geliyor. Kur politikamız sadece dış pazarlarda değil, aynı zamanda içeride de yerli sanayi için büyük tehlikelerin oluşmasına yol açıyor.
Sanayi ciro endeksi ile üretim arasında ciddi bir makas oluşmuş durumda. Bu durum kısmen enflasyonist ortamla açıklanabilse de, önemli bir nedeni de sanayideki satışlar ile cirolar arasındaki bağın kopmasıdır. Ciro artışları pazardaki talebin etkisiyle artarken, bu talebin karşılanmasında yerli üretimin payının öneminin azaldığı anlaşılmaktadır. Sanayicilerin giderek üretimden çok al-saltçılığı karlılık sağlayıcı bir araç olarak iş pratiklerinden öne çıkarmış olduklarının göstergesidir. Elbette bunda yabancı firmaların her geçen gün Türkiye’deki varlıklarını arttırmalarının payı da vardır.