Erzincan’daki birliğine giderken Tunceli’de yol kesen PKK’lılar tarafından kaçırılan er Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altıntaş, “Bizi paramparça ettiniz, oğlumu istiyorum” dedi.

Fotoğraflar: DHA
Acemi eğitimini tamamladıktan sonra dağıtım izni için memleketi Gaziantep’e giden Müslüm Altıntaş, geçen 2 Ekim günü birliğine teslim olmak üzere otobüsle Erzincan’a hareket etti. Ancak, Erzincan’a giden Altıntaş, Ağrı’ya giden er Adil Kavaklı ile Tunceli’nin Pülümür ilçesinde yol kesen PKK’lılar tarafından kaçırıldı.
Yetkililerin haber vermesiyle çocuklarının kaçırıldığını öğrenen baba Şevket, anne Songül ve kızları Goncagül Altıntaş üzüntüy boğuldu ünlerdir çocuklarından haber almayı bekleyen ve sürekli gözyaşı döken Altıntaş ailesi, oğulları Müslüm’e biran önce kavuşmanın hayalini kuruyor.
Anne: Ben oğlumu istiyorum
Oğlunun kaçırılmasının ardından kahrolan ve günlerdir gözyaşı döken anne Songül Altıntaş, “Vatani görevini yapıp gelsin diye askere gönderdim. Oğlum şimdi nerede? Artık dayanamıyorum ve oğlumu istiyorum” dedi.
Astım hastası olan oğlunun sürekli rüyalarına girdiğini de dile getiren Songül Altıntaş, “Oğlum rahatsız, dağda dayanamaz. O soğuklara, toza toprağa dayanamaz rahatsızlanır. Kimseye zararı dokunmamış olan oğlumu bana versinler. Devletten oğlumu istiyorum. İçim yanıyor, artık dayanamıyorum. Her gece rüyalarıma giriyor ‘Anne gel seni çağırıyorum’ diyor. Ama ben oğluma ulaşamıyorum” diye gözyaşı döktü.
Baba: Bu savaş benim canımı yakıyor
KOAH hastası baba Şevket Altıntaş da canının yandığını söyleyerek sinir krizi geçirdi.
Göğsünü yumruklayan ve gömleğini parçalayan Müslüm Altıntaş şunları söyledi: “Müslüm benim tek oğlum. Kime ne diyeyim? Lanet gelsin kavganıza, yeter. Ben halkım ve canım yanıyor. Benim için savaşıyorsanız başka şekil savaşın çünkü benim canımı yakıyorsunuz. Bizi koyduğunuz halimiz bu, artık yeter. Binlerce, milyonlarca insanın canı yandı. Biz bu haldeyken bir yetkili arayıp ‘Geçmiş olsun’ bile demedi, bizi insan yerine koymadı. Tek isteğim oğluma kavuşmak. Yüreğim yanıyor, oğluma kavuşayım ondan sonra isterse beni kessinler.”