Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Toplumun büyük bölümü DEM Parti’ye tepkiliyken partinin İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’e büyük sempati duyuyor, O’nu seviyor, sayıyor. Bunun çarpıcı örneklerini Önder’in kalp krizi geçirip hastaneye kaldırılması sürecinde yakından izledik. Bu tabloda hiç kuşkusuz Önder’in siyaseti güler yüzle yapması, eleştirilerini yaparken bile espriden, nezaketten uzaklaşmaması gerçeği yatıyor.
Siyasi tarihimize baktığımızda tüm hatalarına karşın bazı siyasetçilerin toplumda karşılık bulmalarının ardında öfkeyle değil güler yüzle, mizahi dokunuşlarla ve nezaketle siyaset yapmaları gerçeğinin yattığını görüyoruz. Süleyman Demirel’in iktidardan 5 kez gidip 6 kez dönmesinin temelinde bu vardı. “Meseleleri mesele yapmazsanız ortada mesele kalmaz” demişti bir konuşmasında. Ülkemizde mizahla yoğrulmuş güler yüzlü siyasetin piri ise Osman Bölükbaşı idi. Bir yurt dışı gezisi sırasında yabancı gazetecilerin “Atalarınızın Viyana’da ne işi vardı” sorusunu “Haçlı Seferleri’ne iade-i ziyaret için gelmişlerdi” diye yanıtlamıştı.
Siyaseti Sırrı Süreyya Önder gibi, Süleyman Demirel gibi, Osman Bölükbaşı gibi güler yüzle, mizahla, nezaketle yapmanın toplum nezdinde her zaman için olumlu karşılığı vardır. İktidar ve muhalefette asık yüzle, hırsla, öfkeyle siyaset yapanlara önemle hatırlatılır.