Bir masal tutturmuşlar; “Türkiye İslam âlemine önder olarak parladığı için düşmanları tarafından dört taraftan saldırıyor” diye, satabildikleri kadar satmakta zorlanmıyorlar.
Bir kere Türkiye’nin değil İslam âlemine önderlik, İslam Teşkilatı Zirvesi’nde, baş müttefiklerinden dahi, aidat bile toplama gücü olmadığını gördük.
İkincisi, aynı ülkeyi paylaştığı insanlarla konuşmak, anlaşmak, bir hal yolu bulmaya çalışmak yerine itişip kakışmak, yıkmak, bitirmek yolu tutulmuş iken Türkiye’nin zaten başka düşmana ihtiyacı yok, kendi düşmanını kendi yaratmakta son derece maharetli bir iktidarı var.
Hoş iktidar dışı siyaset sınıfının geldiğimiz noktadaki sorumluluğu da ayrı sorun.
Ne Hak mücadelesi, ne liderlik, ne tarihi misyon, Türkiye’nin içine düştüğü tam bir acziyet ve hezimet manzarası. Batılı emperyalistler bahanesi de yeni çıktı, oysa olay beraber çıkılan yollar ayrılınca bozum olma ve yaşanan küskünlük.
Ardından da dışardakilere gücü yetmeyenlerin evin içindekini dövme refleksi.