(…) bu ülkede İslam ve demokrasi ve genel olarak siyasetten kimin ne anladığını konuşmadan hiçbir meselemizi çözemeyiz.
AK Parti çevresi artık düz demokratlığı değil “İslam demokrasisi”ni referans alıyor ama yeterince güçlü oldukları halde, nedense hâlâ bunu açıkça ifade etmekten kaçınıyor.
(…) bu ülkede laik kesim İslamdan ne kadar habersizse İslamcıların da demokrasi ve hatta modern zamanların siyaset anlayışından ne kadar habersiz olduğu anlaşılıyor (…) bir şeyi kabul etmemek başka, haberdar olmamak başka (…) demokrasiye kuşku ile bakan İslamcıların pek çoğu demokrasi konusundaki itirazlarının, modern Batı siyaset kuramının “demokrasi” konusundaki sorgulama külliyatının çok gerisinde kaldığının farkında değil. Demokrasi anlayışları ne kadar sığsa, modern demokrasi konusundaki itirazları da o kadar sığ, tam tersi de doğru.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere AK Parti çevresi artık ülkede, modern bir demokratik düzen değil İslam demokrasisinin hâkim olmasının daha isabetli olduğu kanaatinde; söylediklerinden, yaptıklarından, kanaat önderlerinin tezlerinden anlaşılan bu. Koalisyon kurmak istememeleri, illa mutlak iktidar ve dahi devlet gücünü ellerinde bulundurma gayretlerinin nedeni bu.
“İslam demokrasisi” fikrini fazlasıyla ürkütücü buluyorum. İslam demokrasisi demek, İslam adına devletin hayatımızın her alanına müdahale edebilmesi demek, birilerinin siyasi gücü, kendi din ve hayat anlayışları çerçevesinde dayatması, çıkarlarını din kılıfında daha da kolay meşrulaştırması demek.
İslami devlet veya demokrasi istemiyorum; milliyetçi, çatışmacı, militarist iç ve dış siyasetin bu ülke için felaket olduğunu düşünüyorum.