Her kriz sürecinde binlerce silah, tonlarca mühimmat PKK’nın eline geçti. Öyle ki, artık PKK, yıllarca klasik silah ve mühimmat tedarikinde sorun yaşamayacak durumda. PKK’nın tarihi tecrübeleri, terör örgütü olarak şekillenen kurumsal kültürü onu “askeri malzeme” konusunda tutkulu hale getirmiştir.
Bu nedenle aldığı silahları asla geri vermez/veremez. Bu tutumu daha da güçlendirecek olan ise Kobani’de başlayan ve Rakka ile devam eden, silah ve bilgi transferinin niteliğidir.
Silahların sofistike karakteri, askeri bilginin PKK’ya kazandıracağı yeni ve etkin kapasitedir. Bu bağlamda ABD, PKK’nın ölmeye hazır “yardımsever bir örgüt” olmadığını, Rakka’da yaptığı hizmetlerin karşılığını almak istediğini iyi bilmektedir.
İkinci husus, Suriye ve Irak’ta iç savaş koşullarının daha uzun süre devam edeceğidir. İç savaş, kural koyacak, kuralları uygulayacak, güvenliği sağlayacak merkezi otorite yokluğu demektir. Savaşın ne zaman biteceği, barışın ne zaman, nasıl, kimler arasında ve hangi koşullarda tesis edileceği belli değildir.
Güvelik sorunun zirve yaptığı böyle bir ortamda, PKK/PYD’den “silahların” toplanacağını, onlarında “kuzu kuzu” vereceğini ileri sürmek “gülünç” bir iddiadır. Üstelik silahları geri isteyecek ABD ordusunda askerlerin “yeni silah arkadaşlarını” her durumda kayıracağı açıktır.