Dostunuz Emir’de çöl kumunun toz zerresi kadar samimiyet olsaydı, o uçağı Asya’da, Afrika’da, Ortadoğu’da petrol zengini diktatörlere satar, 400 milyon doları Türk Kızılayı’na; “Siz benim Arap ırkımdan Suriyeli 3.5 milyon insanımıza büyük fedakarlıklarla sahip çıktınız, bu parayı nakit olarak bağış olsun diye gönderiyorum, lütfen kabul edin…” derdi. Türkiye’nin döviz açığına merhem olurdu.
Tersini yaptı. Süslü uçağı kakaladı. Öküz yerine koydu.
Tamam da! Bu gidişin acı sonu var: Sesiz öküzün tekmesi sert olur.