Rönesans gibi inşaat yapma dalında kendini ispat etmiş bir şirketin parlayan yıldız sahibi, 5 büyük şehir hastanesindeki ‘altın yumurtlayan tavuk’ değerindeki payını Danimarkalı’ya niçin sattı?
Zarar etmeyeceksin.
Hep kâr edeceksin.
Garantisini almışsın.
Niye satarsın?
Bu ne tuhaf bir finansal planlamadır? Altın yumurtlayan tavuk kesilir mi? Önünde sonunda Danimarkalı gelip hastaneleri işletecek, hasılat garantisi verilmiş, zarar yok fakat kâr etmesi kesin ve kazancını dolara çevirip Danimarka’ya transfer edecek. Bu hastaneler dikilirken devletin diğer ortak Rönesans’a verdiği özel teşvikler, kolaylıklar, vergi muafiyetleri, vergi indirimleri, gümrük taksitlendirmeleri gibi desteklerin getirilerinden Türk Rönesans’ın sahibi değil, Danimarkalı ISS’nin sahibi faydalanacak. Özetle hastaneler kurulurken “kamudan özele gelir transferi” yapıldı. Şimdi hastaneler Danimarkalı’ya satılınca “yurt içinden yurt dışına da gelir transferi” oluk oluk akacak. Türkiye, çifte kavrulmuş soyguna ev sahibi olacak.
Bu ne biçim iştir?