Bazen şöyle düşünüyorum: Keşke benim de onlar gibi pervasız bir aklım olsaydı. Belki ülkeyi, güllük gülistanlık görür, her türlü zulmü de, tersten baktığım için, meşrulaştırırdım.
Enerji Bakanı Berat Albayrak… AKSaray’ın damadı… Her şeyden önce, kızının kocasını bakan yapmak, akraba kayırmacılığına girer. Demokrasilerde yakışıksız bir tutumdur. Ayıptır; tam bir nepotizm örneğidir.
İşte o Berat Albayrak diyor ki: “Paralel yapı son bin yılın en tehlikeli örgütüdür.”
Brezilya Devlet başkanı Dilma Rousseff’le de bir karşılaştırma yapmış. “Rousseff, eğer Tayyip Erdoğan gibi dik durabilseydi, güçlü bir lider gibi davransaydı, başına bunlar gelmezdi” demiş.
Demek artık, sadece kendi yolsuzluklarımızı değil, başka ülkelerdeki hırsızları da savunma noktasına geldik.
Şu ahlaki çöküşü görüyor musunuz? Rüşveti alacaksın, ihaleye fesat karıştıracaksın, sonra da suçlamaların üzerini örtmek maksadıyla yargı ve polisi darmadağın edecek, hatta kâğıt kırpma makineleriyle, henüz ulaşılamayan delilleri karartmaya çalışacaksın. Ve bunun adı ‘dik durmak’ olacak.
Pişkinliğin böylesini ne gördüm, ne de duydum.