Zihniyet, dünyaya bakış, tercihler ve en nihayet sistem eğitime öncelik tanımıyor. Eğitim Türkiye’de fiziki imkanlarla ölçülen işlerden bir iş seviyesinde kalıyor. Daha elim ve vahimi ise bu anlayış giderek derinleşiyor.
Elbette, bu sistemde bakanların ne kadar bakan olduğunu, boyunlarındaki davuldan çıkan sesten ne kadar sorumlu tutulabileceklerini -tam olarak- bilemiyoruz. Muhtemelen hükümetin odaklandığı konulara bakanlar, ötekilere göre nisbeten şanslıdır! Esasen tek kişilik hükümet sisteminde bunu sorgulamak da anlamsızdır.
Ziya Selçuk da o bakanlardan birisiydi en nihayet. Peki, eğitimin kalitesini artırmakta başarısızdı da diğer işlerde iyi miydi? Önemli değil zira birincisi olmadıktan sonra ötekilerin kıymeti yoktur. İstifa etmeyi tercih ettiği için muhtemelen bu tabloyu görmüş ve bir çabası vardıysa bile sonuca ulaşamayacağını anlamış olmalıdır.