Gri, yeşil, mavi, kırmızı… Dünyada, kabiliyet, kalite ve sorumluluklarını ölçen ne kadar liste varsa hepsinde en kötüler arasına demir atan bir ülke haline gelmek can acıtıyor. Hukuk, şeffaflık, ifade özgürlüğü, basın hürriyetinden tutun da akademik listelerden, orta öğrenim değerlendirmelerine kadar, asgari ücretten gelir dağılımı adaletsizliğine kadar tek bir liste sektirmeden hepsinde birden en geride olmak Türkiye’nin uluslararası standardı haline geldi. Ne zaman geldi? Bilhassa ve hızla son beş altı yılda. Niye geldi? Hukuktan liyakata, dışarıda diplomasiden içeride siyasi uzlaşma kültürüne kadar ne varsa tekmelediğimiz için. Bir demokrasi olmanın ne demek olduğunu, demokrasinin nasıl işlediğini unutup ıskaladığımız için. Her şeyi birden, tek bakışla yönetmeyi yönetim modeli zannettiğimiz için. Hal böyleyken ortadaki tablo üzücü ve kahredici ama kesinlikle şaşırtıcı değildir.
Mustafa Karaalioğlu’nun yazısı