Bütün bunlar yaşanırken, sonuncusu daha iki ay önce İstanbul’da Türkiye’nin ev sahipliğinde ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında toplanan Türk Devletleri Teşkilatı’ndan tek bir ses bile çıkmadı. Bırakın diplomatik temas kurmayı sıradan bir itidal mesajı bile yayınlanmadı.
Halkları sahipsiz bir birliğin nasıl bir siyasi önemi olabilir artık? Böyle bir coğrafyanın diplomatik kapasitesini kim ciddiye alır, kim dinler, kim inanır?
Ne ülkeye, ne halka yardım edebilen ve ne de Rusya hareket etmeden tavır belirleyebilen bir topluluktan söz ediyoruz. Kendi işini görmekten aciz bir topluluk… Tablo böyle olduğu için, Orta Asya/Türki cumhuriyetleri bağımsızlıklarının 30.yılında Rusya’ya daha mecbur ve mahkum olmanın talihsizliğini yaşıyor. 30 yılı boş lafla, hamasetle, sahte birlik beraberlik türküleriyle geçirenler ise kafalarını yana çevirip başka hamaset türküleri mırıldanıyor.