Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İmamoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığını resmen açıkladığında ve kampanyasına fiilen başladığında daha fazla centilmenlik dışı hamleler göreceğiz, buna şüphe yok. Daha fazla dava, daha fazla engel, daha çok baskı olacak. ‘Bu kadarı da olmaz’ denilen birçok sahne yaşayacağız. Bu kehanet değil, geçmişte de böyle olmuştu. Zira, yasakçılık bir başladı mı duramaz, geri dönemez. Zaten İmamoğlu’na karşı hücum de böyle başlamadı mı? Seçim iptal edildi yetmedi, yetkileri kısıtlandı olmadı. Üstüne bir dava açıldı, bir daha, bir daha, etti altı.
Bu da yetmeyecek çünkü pek laftan anlamıyor. Tutkulu, istekli, genç ve neyi istediğini, nasıl alabileceğini biliyor. Bu da bizi asıl meseleye getiriyor. İktidarı alabilmek ve kazanmak için her gün, her an iyi olmak zorundasın. Sinirlerine hakim olarak, sabırla, yorulmadan ve en güçlü ışık tutulduğunda bile gözünü kırpmadan… Görünen o ki İmamoğlu da oyunu ancak böyle kazanabileceğini biliyor. Açılan her davayı ve centilmenlik dışı her hamleyi, kendi siyasi gücüne yönelik bir takdir ifadesi olarak görüyor. Bu ülkede iltifat ve takdir böyle ifade ediliyor!