Bariz bir memnuniyetsiz ve toplumdan gizlenmesi mümkün olmayan bir ekonomik gerileme dönemi yaşanıyor. Ne söylesen inandırıcı değil, hangi rakamı neresinden tutarsan ikna edemiyor.
Tıpkı, üzerine düşülmeyen diğer temel sorunlar gibi; yani, hukuku, eğitim, Kürt meselesi, sistemin yapısal problemleri, şehirleşme, kültür gibi ekonomide de gerçekle yüzleşme bir seçenek olmaktan çıkmış bulunuyor. Gerçeği yerine hamaset, kuralların yerine çarpıtma, gerekeni yapmak yerine daha fazla nutuk tercih edildiği için Türkiye bugününü ve yarınını aynı anda kaybediyor. İkisini birden kaybetmek şu demektir; Bugün geliri düşüren gerekçeler neyse yarına da tesir edecektir ve biz kendi kendimize konuşurken yarın da fakirleşmeye devam edeceğiz demektir.
Her sahada alma bilhassa ekonomide bugün yapılması gerekeni ihmal etmenin marjinal maliyeti ağırdır.