Fikir özgür değilse, fikir sahibi itibar yerine baskı görüyorsa; söz, söyleyenin başına dert açıyorsa o ülke hastalanmış demektir. Çok zaman var ki hastayız, keyifsiziz, moralsiziz… Her güne bir acayiplikle uyanıyoruz ve şaşırma duygusunu yitiriyoruz. Sanatın yerini slogan, müziğin yerini uğultu, nüktenin yerini hakaret, edebiyatın yerini hamaset aldı, gidiyor.
Slogana katılmayan, hamasete alkış tutmayan, talimata uymayan hedeftedir. Kalabalığa karışmayan herkesi bekleyen bir yafta ve bir akıbet vardır. Ya haindir, ya bozguncu ya da sırası geldiği gün moda neyse o.
Böyle bir ülke kimseyi mutlu etmez, kimseye kendini iyi hissettirmez. İklimi çoraklaştıranlara bile…
Türkiye’nin sağlığa, esenliğe, sanata, vecizeye, nükteye, mizaha, besteye, resme, romana, şiire ihtiyacı var. İnsanların birbirini dinlemeye, empatiye, medeni münasebete ve anlayışa ihtiyacı var. Keşke daha fazla olsa, daha çok Sezen Aksu’ya ihtiyacı var.
Mustafa Karaalioğlu’nun yazısı