AKP, olayın yüzüncü yıldönümünde büyük anma olayları olacağını –herkes gibi– gördü. Zaten Papa’nın konuşması da bu yüzüncü yıl anmalarından bir tanesi. Buna karşılık, ‘Gelibolu’nun yüzüncü yıldönümü’ diye bir ‘taktik’ düşündüler.
Bunlar birbiriyle karşılaştırılabilir olaylar değil. Nitekim aşağı yukarı aynı zamanlarda ikisi de oldu. Biz burada Gelibolu’yu anar, kutlar ve kutsarken dünya da ‘Bak biz Kıyım’ın yüzüncü yıldönümü diyorduk. Oysa ondan önemli Gelibolu varmış’ diyecek değil.
O halde bu Gelibolu anmalarının nereye varması bekleniyor? Türkiye’nin yurttaşlarından başka bir alıcısı yok belli ki. Biz kendi yurttaşlarımıza, ‘Kıyım, soykırım laflarını dinleme; kulağını tıka. Gelibolu’yu hatırla’ diyoruz.
Bunu yapmaya teşne yurttaşlarımız vardır ve zaten öyle yaparlar. Teşne olmayanları da vardır. Ama konu Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarıyla sınırlıdır. ‘Çin’den Peru’ya’, Gelibolu’yu hatırlatıp Kıyım’ı unutacak kimse yoktur.
Yani, gene, ‘Türk’ün Türk’e propagandası’.