Bugünlerde, istediğimiz gibi yürümeyen, rastgitmeyen her şeyin bir adı var: ‘paralel yapı’. Dolayısıyla bu fireler de bununla açıklanacaktır. Gene gazetelerde gözümüze iliştiğine göre, parmak izi tesbiti olmasa da, kimlerin istenmeyen biçimde oy verdiğinin araştırması başlamış.
Eğer, Cemaat’le ittifak günlerinde listelere ‘sızmayı’ başarmış ‘paraleller’se bunlar, önemli bir sorun yok demektir. Bir dahaki seçimde elersin, biter. Bir söylenti de, üçüncü dönem engeline takılanlardan bazılarının böyle davranmış olması. Bu geçerliyse gene önemli bir sorun yok, çünkü bunlar zaten gözden çıkarılmış kimseler.
Ayrıca, her iki durumda da, fire veren milletvekilleri ortadaki duruma bakıp ona göre oy kullanmıyor demektir. Oy, sonuçta, bir yolsuzluk iddiasına karşı takınılmış bir tavır demek; ama burada öyle ya da böyle oy kullanma kararı, oy verenin kendi durduğu yere göre, o yerde nasıl politika izlemesi gerektiğine göre belirleniyor. Yani, kısacası, ‘ilkesel’ bir karar değil.
Son ihtimal de, bunlardan hiç değilse bazılarının ‘ilkesel’ bir karar sonucu bu biçimi almış olması. Bu, öbür ikisinden daha ciddi bir durumun sinyali anlamına gelir.