Türkiye için bir hayli hasar verecek bir sürece girdik. Dolayısıyla bugün AKP’de (ve tabii Tayyip Erdoğan’da) cisimleştiği biçimiyle “siyasî İslâm”ın “başarı”sından söz etme imkânının kalmadığını söyleyebilirim.
Ama bunu söyledikten sonra sıra Cemaat’a da geliyor. Bugün Erdoğan’ın elinde ve dilinde iblisleştirilen bir Cemaat var. Onunla yatıp onunla kalkıyoruz. “Cinayetleri de meğerse onlar işlemiş” havaları esiyor, estiriliyor. Bunlar değil benim kafamı kurcalayan.
Öncelikle “etik” bir noktadan başlayayım. AKP’nin başta Genel Başkanı, çeşitli ileri gelen kişilerini izlemiş, dinlemiş, ama bununla ilgili herhangi bir şey yapmamışlar. Demek ki Erdoğan ittifakını bozup onları da tasfiye etmeye karar vermese, ellerinde bu bilgilerle rahat rahat oturacak ve toplumun İslam’a doğru “evrilmesi”ni seyredeceklerdi.
“Nüfuz etme” ve “kadrolaşma” konularına girmek istemiyorum; bunları da bir hayli sakıncalı buluyorum ama onların böyle bir strateji seçmelerinde Türkiye’nin anti-demokratik yapılanmasının da önemli bir payı olduğu kanısındayım.