Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma sürüyor ve hafta sonu bu kapsamda ikinci dalga operasyonlar yapıldı. Operasyonda tutuklu bulunan Murat Ongun’un eşi, İmamoğlu’nun özel kalem müdürü, İSKİ genel müdürü, imar müdürü ve İmamoğlu’nun güvenlik ekibinden bir kişi dahil 52 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerin neden gözaltına alındığını ve suçlamaları kamuoyu merak ediyor haliyle. Operasyon yapılmadan önce malum medyaya ve sosyal medyadan kendini gazeteci gibi tanıtan kişilere servis edilen bilgiler ile bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Sonra operasyonlar ve akabinde yalan yanlışlarla dolu eğip bükülmüş bir tablo ortaya çıkıyor.
Türkiye tarihine geçen bir yolsuzluk soruşturmasının neticesinde gözaltına alınan kişiler ile ilgili sağlam deliller ve tespitler olmasını bekliyorsunuz ama nafile. Mesela İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın ifadesini okudum. Bir kişi tanıklık yapmış ve kendisinden rüşvet istendiğini iddia etmiş. Bakın, Şafak Başa kaymakamlık, mülkiye başmüfettişliği gibi görevlerde bulundu ve altı yıldır da İSKİ müdürlüğü yapıyor. Daha haftalar önce sorumlu olduğu müdürlük mülkiye müfettişleri tarafından da denetlenmiş üstelik.
Artık öyle bir noktaya geldik ki yargının namusu adına elle tutulur bir delil aramaya koyulduk. Çünkü bu kadar su kaldırılan, milyarlarca liranın heba edildiği, insanları hürriyetlerinden mahrum bırakan operasyonların ciddi bir altyapısı olması gerektiği düşünüyoruz. Fakat “Öyle deliller var, şöyle görüntüler çıkacak” diye asıp kesenlerin aksine İmamoğlu ve İBB çalışanlarını yargılayabilecek somut delil ve ‘makul şüphelere’ bile ulaşılamadığını görüyoruz. Olan memlekete oluyor, ona üzülüyorum.