“AB’ye girme derdimiz yok” lafı, Erdoğan’ın sıkıntılı reelpolitiği ile sığındığı İslamcılık kalesinin uyumu hakkında bir fikir veriyor. Erdoğan’ın iddia ettiği “Devletin bütün hücrelerine sızmış, faili meçhullerden Balyoz ve Ergenekon davalarına kadar her işi kotarmış koskocaman Paralel Yapı’ya”, neden “Tahşiye davası” gibi “İslâmcı” bir davadan ve her an toplumun önünde olan basını hedef alarak operasyon çekilir?
Cevap: Akılsızlıktan. Dosya sağlam değil, konunun muhataralı olduğu, dava münderecatı ile ilgili basında yer alan haberlerden anlaşılıyor. Bediüzzaman’ın “müspet hareketi”ni değil, Cihad teorisyeni Abdullah Azzam’ın şiddet çağrılarını seslendirenlerin üzerine çıkarak “inlere girmek” basit bir tesadüf mü? Erdoğan ayakta durabilmek için nereye basıyor? Ne kadarının farkında? Taktik hesaplara dalan “oh olsuncular” veya “yesinler biribiriniciler” ne kadarını anlayabiliyorlar?