Erdoğan’ın “Kirli infazlara bulaştılar, şaşıracaksınız” lafı, Ergenekoncularla Hilebaz Esnaf’ın ortak projesini dile getiriyor. Bu laf, bir yıldır soruşturulamayan yolsuzlukların üstünü kapatmak, Ergenekoncuları da kendi cinayetlerini başkalarına yıkarak aklamak için bulunmuş formülün ifadesi.
Dikkat edin, Erdoğan’ın dedikodusu hep Ergenekon icraatları üzerinden. 17/25 patlar patlamaz icat edilen “Millî orduya kumpas yapıldı” stratejisi, denize düşen sahtekâr kaptanın yılana sarılmasıydı. İttifak o günden bu güne demek ki epeyce mesafe almış.
Ergenekoncuların vakti zamanında başları sıkışınca ağızlarından düşmeyen “bayrağına, vatanına ihanet içinde olanlar” edebiyatının bugün en yüksek kattan gelen algı operasyonlarında yer alması tesadüf olamaz.
İyi tarafı da var. 17/25 alınlarına kızgın demirle dağlanmış gibi yapışmış çıkmıyor ki, ittifak bu kadar akıl-mantık sınırlarını aşıp boşluğa düşüyor. Öyle ya, her şey mümkün olduğuna göre hiçbir şey gerçek olamaz.
Hrant Dink cinayetini Erdoğan’ın elindeki urganla, işaret ettiği yere bağlamak için akla karanın yer değiştirmesi, her şeyin tepetaklak olması lazım.
Bu akla zarar saçmalığa kim dur diyecek? Kimsenin endişesi olmasın, Türkiye’nin Kuzey Kore olma ihtimali mevcut değil.
Ergenekon-Erdoğan ittifakının, silah ve cephane gömer gibi 17/25’i toprağa gömmesi imkânsız. Eşkıya düzeninin ayakları havada, yakında düşer tuzla buz olur; çünkü ne yapsalar çare olmuyor, çalınan minarenin kılıfı tel tel dökülüyor.