“Fiilî başkanlık sistemine” veya “Ruhen başkanlık sistemine geçtik” lâfları en kestirme ve en kaba haliyle bir diktatörlük iddiasından başka bir şey değil.
Siyasal sistemin, Anayasa’yı değiştirmeden altını üstüne getirirseniz bunun adı keyfilik veya otokrasidir.
Otokrasi, kendi kuralını kendisi koyan ve kendisi dışında bir kural ve otorite tanımayan dikta düzenini anlatmak için kullanılır.
En açık ve net haliyle söyleyeyim. Anayasada yer almayan ilave yetkileri kullanan bir cumhurbaşkanı artık bir diktatördür.
Bu diktatörlüğün yükseldiği alan parlamenter sistemde başbakanın bıraktığı boşluktur, bu yüzden sorumlusu da odur.
Diktatörlük görüntüsünün yani fiilî başkanlık hevesinin sebebi, Yüce Divan oylamasında görüldüğü gibi çaresizlik.
Şimdi Erdoğan’ın Saray’da elinde tuttuğu asayı kurtlar içten içe kemiriyor. Bu seçim, demokrasinin vazgeçilmezi eşit ve adil siyasî rekabet tartışmaları yanında, bu yolsuzluk kurtlarının istilasında geçecek.
Yolsuzluk şaibeleri, kolaylıkla sandık şaibelerine dönüşecek ve iktidarın meşruiyeti hızla eriyecek.