Karşı oy yazılarında da vurgulandığı gibi, bugüne kadar hiç rastlanmadığı bir şekilde gerekçeli kararda kısa kararın dışına çıkılmış; karar genişletilmiş.
Oysa kısa karar hüküm niteliğinde olup, gerekçeli kararın da hükme uygun olması gerekir.
Buna rağmen oy döküm cetvellerine ilişkin iddialar da gerekçeli karara eklenmiş.
Buradaki paradoks ise YSK’nın adı geçen sandıklara ilişkin 8 Nisan tarihinde karara varmış olması.
YSK o toplantıda sandık kurullarındaki durumu inceledi ve oy çokluğu ile bu iddiaları reddetti.
Örnek mi; 2216 sayılı Bağcılar İlçe Seçim Kurulu’na ilişkin itirazın reddedildiği karar.
YSK, o günkü toplantısında bu iddiaların hepsini duvara yansıtılan ekranda tek tek inceliyor ve sonuçta iddiaların geçerliliğinin olmadığına karar veriliyor.
Dolayısıyla 7 üye üzerinde sonuca varılmış kararı da aksi yönde yeniden karara bağlamış.