AKP, hükümetleri döneminde basına verilen cezalar, yargılanan, tutuklanan, tazminat cezasına çarptırılan gazetecilerin toplamı darbe dönemlerinin toplamından bile fazladır. Bu dönemde sadece cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar yetmezmiş gibi bir de onlardan daha fazla “itibarına düşkün” bürokratlar türedi.
Basına ceza istemenin gerekçeleri ortak: “İtibarımıza ve şöhretimize zarar verdi.”
Dün, itibarına zarar vermek bir yana “Evimin resmini ve adresini vererek beni terör örgütlerine hedef gösterdiler” iddiasıyla arkadaşlarımıza açtığı davanın duruşmasını izledik. O “itibarlı bürokrat”ın kim olduğunu yazmayacağım. Zira hem siz biliyorsunuz hem de şahsıma açtığı evlere şenlik bir davadan tazminat cezası aldım. Cumhurbaşkanından daha forslu ve de itibarlı bu bürokrat belli ki yargı üzerinde de hayli etkin. Yoksa bırakın ceza almayı bu davaların açılma talebi bile anında “takipsizlik” kararı verilerek reddedilebilirdi.