Otobüsten inen ve bu eziyetin sorumlularına diklenen bir insanın bir arabanın içine alınıp tekme tokat dövülebilmesine ve sonra da ev hapsine çarptırılmasına olanak veren adaleti, adalet diye pazarlayan iktidarlar tepemizde olduğu sürece…
Biz yol kapalı dendiğinde, otobüsten paşa paşa ineriz.
Bize yol kapalı diyen korumaların neyi kimden koruduğunu hiç düşünmeyiz.
Yolların bizim, sarayların bizim, düğünlerin bizim, cumhurbaşkanlarının bizim, şehrin bizim olduğunu unutur gideriz.
“Yol kapalı” dendiğinde “Neden” diye soran nadir insanlar…
Korumaları bu soruyu soranı dövmeyen politikacıları iktidarda görmek isterler.
Ve “Yol kapalı” dendiğinde “Neden” diye sormaya korkan kalabalıklar…
Korumaları bu soruyu soranı döven politikacıları ya oylarıyla ya da suskunluklarıyla cesaretlendirirler.
Şimdi anladık mı biraz?
Düğün kimin, şehir kimin ve yol aslında neden bizim?