Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Sadece tüketici olarak yetiştirilmeye, ekran kuşağı olarak tanımlanıp apolitiklikle damgalanıp işlevsizleştirilmeye, bir tehdit ikliminde geleceğiyle ilgili hayaller kurmaktan menedilmeye, sistemin çarklarında öğütülmeye başkaldıran gençler kabuklarından çıkıyor ve o kabuğu beğenmiyorlar.
Bir zamanlar “Bütün iktidar gençlere!” kandırmacasıyla yeni ve korkunç bir dünya düzenini pazarlayan zihniyet, aniden ekrandan başını kaldırıp sokağa bakan ve gördükleri karşısında iktidara hesaplanmamış bir yerden talip olan bir gençliğin öfkesiyle tanışıyor. Haksızlığa uğrayan öğretmenleriyle birlikte kendi hayatlarına da sahip çıkan küçücük çocukların dev gibi eylemlerine tosluyor.
Bu kaos ortamında eğer bir umuda ihtiyacımız varsa, o umut; Bugün iktidarda olanlarla gençlik arasındaki yaş farkının aslında 50 değil 500 olmasındadır. Eski nesillere hiç benzemeyen ve onlarla bir bağ kurmayı reddeden yeni nesillerin geleneksel politikalardan el almayıp kendi bağımsız tepkilerini oluşturma olasılığındadır. Ve mevcut tüm iktidar modellerinin, ‘DEV-GENZ’ diye şakacı pankartlar açan ama belli ki aslında hiç de şaka yapmayan Z kuşağıyla, ardından yaldır yaldır gelen Alfa çocuklarının öfkesi karşısında hızla cüceleşmesindedir.