Siz de bugün, şu anda, bu ülkede, büyükşehirlerde ciddi bir depreme dayanamayacak binaların içinde yaşayan milyonların varlığını biliyorsunuz.
Er ya da geç o binaların o insanların üzerine çökeceğinden de haberdarsınız.
O binalar çöktüğünde göçük altında kalacak olanların da kıl payı canını kurtaranların da cehenneme dönmüş bir dünyada yaşayacaklarını hayal edebilecek kadar tecrübeniz var.
Şimdiye kadar toplanmış deprem vergilerinin hesabını vermeye tenezzül etmeyen bir iktidarın o paralarla neler yaptığını da adınız gibi biliyorsunuz.
Ve bildiğiniz bunca şeye rağmen, ülkenin ve hatta bizzat sizin başınıza gelecekleri akıllara ziyan bir tevekküle bekliyorsunuz.
Ve bu tevekkül eğitiminin en güçlü dersini;
Sizi şans eseri hayatta kalan küçücük bir çocuğun çok ama çok travmatik olan hikâyesiyle oyalarken, enkaz görüntülerinin altından mobilya reklamı geçirebilecek kadar gözü dönmüş bir medyadan alıyorsunuz.
Belki de sırf bu yüzden;
Israrla, depreme dayanıksız ve hileye dayanıklı sistemler kuruyorsunuz.