Elini ve aklını korkak alıştıranlar yüzünden hiçbir şey hiçbir zaman gerçekten ‘güzel’ olamayacak.
Bu ülkenin, tam yüzyıl önce öngörülen çok kıymetli bir çağdaşlık hedefi vardı.
Dini referanslarla iktidara gelenlere muhalefet edenler, halka bağıra çağıra “Biz de Müslümanız, çocuklarınızı Allah’tan uzaklaştırmayacağız ama çağdaş yaşamdan da koparmayacağız” demek yerine…
Sakin ve kararlı bir şekilde…
“Laik bir ülkede bireyin dini inançlarını yönlendirmek devletin ve hükümetlerin görev tanımı içinde yoktur. Biz eskisinden daha da çağdaş ve laik bir eğitim sistemi getireceğiz ve öncelikli olarak eğitimde fırsat eşitliğini ilke edineceğiz” demedikçe…
‘Güzel günler’ ne demekti, hatırlayan bile kalmayacak bu ülkede.