Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Olası bir afette yemek servisi yapabilmek, kurumlarımızı hazır tutabilmek elbette önemli. Ama bu, yapılacaklar listesinde sadece küçük bir madde. İstanbul’da yaşanacak yıkıcı bir deprem, tüm Türkiye’nin gıdaya erişimini çok ciddi şekilde sekteye uğratabilir.
Gıda işletmelerinin yönetim merkezlerinin neredeyse tamamı, fabrikalarının büyük kısmı İstanbul’da. İstanbul dışında olanlar da çevresinde: Çorlu, Çatalca, Silivri, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar ve Tuzla, Çayırova, Gebze, Dilovası hattı. İlk iş olarak, bu işletmelerin yönetim ofisleriyle birlikte Bilecik, Kütahya, Afyon, Isparta ve Sinop, Çorum, Yozgat, Sivas hattına dengeli bir şekilde dağıtılması gerekiyor.
Sonrasında ise kentsel planlama çalışmalarına gıda mühendislerini mutlaka dahil etmeliyiz. Türkiye’de hiçbir kent gıda lojistiğine, hiçbir konut da üretim ve satışa uygun değil. İstanbul’un ve çevre illerin gıda tüketimi, tedarik zinciri ağı mutlaka haritalandırılmalı. Nereye, ne ulaştırılacağını bilmeden, afetlere hazırlıklı olmamız mümkün değil. Unutmayalım, ilk 36 saat içinde su ve gıdaya erişim normalleşmiş olmalı. Hatay’da bunun aylarca gerçekleşemediğini hep birlikte gördük.