Yıllardır sanata ve sanatçıya saygısızlığın simgelerinden birine dönüşmüş Mersin Özgürlük Anıtı için MHP’li belediye ‘nihai çözüm’ üretti: Anıtın seramikten kuş figürleri söküldü, beton zemini de boyayla Türk bayrağına dönüştürüldü. Böylece ‘sorun’ kökünden çözüldü.
Dahası, olup bitenden ‘bihaber olduğunu’ savunan belediye başkanı pek doğruyu söylemiyor gibi: Seramik kuşları söken kişiye göre talimat bizzat başkandan gelmiş; anıtın heykeltraşı da durumdan başkanı haberdar edip ayrıntılı biçimde bilgilendirmiş, ancak hiçbir yanıt alamamış.

Böyleydi…

Böyle oldu… Fotoğraflar: DHA (Hürriyet gazetesinden alınmıştır)
Yıkılan ikinci heykeli

81 yaşındaki sanatçı, eşi Abdullap Kasapçı ve gazeteci Abidin Yağmur’la. Fotoğraf: Mersin Haberci
Kültür Bakanlığı tarafından 1993’te ressam ve heykeltıraş Gencay Kasapçı’ya yaptırılan 260 santimetre çapındaki heykel, şehrin batı girişindeki Adnan Menderes Bulvarı’nda yer alan Göçmen Kavşağı’na yerleştirildiğinden beri tahrip edilmişti. Tıpkı Kasapçı’nın, şehirdeki diğer anıtı Portakal Ağacı gibi.
Kasapçı bugüne kadar defalarca isyan etmesine, belediyeye başvuruda bulunmasına rağmen heykelinin korunmaya alınmasını sağlayamamış, bakımsızlık, ilgisizlik ve tahrifat yüzünden eser giderek bir ‘ucube’ye dönüşmüştü.
Hürriyet’in bugün ‘Kuşlar uçtu bayrak oldu’ başlığıyla manşetten duyurduğu habere göre MHP’li belediye, son olarak ‘anıta bir motosikletin çarptığı’ gerekçesiyle ‘yeniden düzenleme’ye gitmiş. Yani: Kalan son seramik kuşların da sökülmesinin ardından, anıtın beton zemini boya badanayla bayrağa dönüştürülmüş.
‘Olay’ yeni değil, aylar öncesine dayanıyor
Hürriyet’in haberindeki ‘olay’ yeni değil, epey bir evveliyatı var.
Kasapçı, heykellerine yapılanları bugüne kadar defalarca dile getirdi.
Son olarak, Mersin Haberci gazetesinde 21 Ekim’de yayınlanmış Abidin Yağmur imzalı söyleşide Kasapçı şunları söylüyor:
“Bir gün denizden dönerken Özgürlük Anıtı’nın üzerindeki kuşların düştüğünü gördüm. Belediyeyi aradım, ‘Revize ediyoruz’ dediler. Revize ne demekse…
Ben kuşları toplamak için tekrar anıta gittim. Ben gelmeden toplamışlar, bir masaya yığmışlar. ‘Kim söktü bunları’ dedim. Mersin Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu bir çocuk ‘Ben söktüm’ dedi. ‘Çocuğum senin telif haklarından haberin yok mu’ dedim. ‘Talimat böyle’ dedi çocuk. Kocamaz (MHP’li Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz) öyle talimat vermiş.
Benim yaptığım anıtın beton zeminine badana yapmışlar, üzerine de Türk bayrağı yerleştirmişler. Ben o gün orada fenalaştım. Bir süre sonra Kocamaz’a mektup yazdım, eserlerimin ve bu iki anıtın yer aldığı kitabımı gönderdim. Hâlâ yanıt gelmedi.
Ben bu olaylarla ilgili mahkemeye gitmeyeceğim ama bir sanatçıya yapılanları duyurmak istiyorum. Herkes her şeyi bilmek zorunda değil. Eserlerimle ilgili bir şey yapılmadan önce bana sorabilirlerdi.”
İlk defa duyuyormuş
Kasapçı’nın bu sözleri, Başkan Kocamaz’ın bugün Hürriyet’in haberinde yer alan şu sözlerini yalanlar içerikte: “İlk defa duyuyorum. Bilseydim müdahale ederdim. Hoca Hanım kabul ederse heykeli yeniden yaptırmak isteriz. Anıta bir araç çarpmış, arkadaşlar da onu kaldırmışlar. Hatta bayrak koymuşlar. Ben ‘Burada şey yok mu’ dediğimde ‘Araç çarptı’ dediler.
Hürriyet’e ‘Hoca Hanım’la görüşmek istediğini söyleyen Kocamaz şunları da söylüyor: “Sanata benden duyarlı kimse olamaz. Bugün bunu duyunca, arkadaşlara da bir sürü fırça attım yani. Bu heykel gidip gelirken gördüğümde benim çok da hoşuma giderdi. Çok da güzel bir heykel, kuşların, martıların serbestçe koştuğu, uçtuğu bir görüntü”.
Kasapçı: O heykellerin imha edilmesini isteyeceğim
Kasapçı’nın söz konusu heykeller için ‘mücadelesi’nin tarihi de epey eski.
Bundan altı yıl önce bir sergisinin açılışında şunları söylemiş: “Kültür Bakanlığı kanalıyla Mersin’e iki heykel yapmıştım. Ama, şu anda o heykellerin durumu felaket. Birinin önüne palmiye ağaçları dikilmiş ve heykel görünmüyor. Diğerini ise diktikten hemen sonra kırmışlardı, tekrar yapmıştım. Yine kırmışlar. Sürekli aynı şey oluyor. Sergiden sonra Mersin’e gidip o heykellerin imha edilmesini isteyeceğim.” (8 Mayıs 2008, Milliyet)
Kasapçı: O heykellerin imha edilmesini isteyeceğim
Kasapçı’nın söz konusu heykeller için ‘mücadelesi’nin tarihi epey eski.
Bundan altı yıl önce bir sergisinin açılışında şunları söylemiş: “Kültür Bakanlığı kanalıyla Mersin’e iki heykel yapmıştım. Ama, şu anda o heykellerin durumu felaket. Birinin önüne palmiye ağaçları dikilmiş ve heykel görünmüyor. Diğerini ise diktikten hemen sonra kırmışlardı, tekrar yapmıştım. Yine kırmışlar. Sürekli aynı şey oluyor. Sergiden sonra Mersin’e gidip o heykellerin imha edilmesini isteyeceğim.” (8 Mayıs 2008, Milliyet)