Erdoğan-AKP iktidarı, her şeye karşın, rejim değişikliğini tamamlamak ve ülkeyi öngördüğü siyasal ve toplumsal hedeflere taşımak konusundaki ısrarını sürdürüyor. Bu ısrar bütün toplumu geriyor. Türkiye, boğazını sıkan gerici-faşizan bir iktidardan kurtulmanın demokratik yol ve yöntemlerini arıyor. Eğer bu yol tıkanırsa ülkenin bir iç çatışmaya sürüklenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Bu nedenle, uzun süredir etkili ve güven veren bir iktidar alternatifi bulunmayışının yarattığı karamsarlık havasının ilk kez dağıldığı ve bir iyimserlik rüzgârının estiği ortamı/havayı, toplumda oluşmaya başlayan karanlıktan çıkış umudunu büyütmek gerekiyor. Değilse, belirsizlik ve tedirginlikten kaynaklanan toplumsal anksiyetenin bir panik atağa dönüşmesi kaçınılmaz görünüyor. Böyle bir toplumsal panik atağın nasıl sonuç yaratacağını ise kestirmek zordur.
Erdoğan-AKP iktidarının her an çökme olasılığı tarihsel, toplumsal ve siyasal meşruiyetini ve gücü tüketmesinden kaynaklanıyor. Bu çöküş birden bire ve herhangi bir nedenle gerçekleşebilir. Aktüel neden, MHP’nin koalisyondan kopması, AKP’nin bölünmesi ya da beklenmedik bir başka gelişme olabilir.