…Gelelim ABD krizine..
Deniliyor ki, 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra iki başkent arasına kara kedi girdi.. Zaman zaman işbirliği yapsalar da..
Zaman zaman dostluk mesajları verseler de o kara kedi aradan hiç çıkmadı..
Soru şu..
Bir ülkenin bir başka ülkeye kendi topraklarını kullandırmama hakkı yok mu? Washington’un her dediğine Ankara evet demek zorunda mı?
Bu ne alınganlık!. Bu ne tepki!.
Aradan 14 yıl geçmiş.. Hâlâ mı 1 Mart?
Şunu söyleyeyim; 1 Mart sadece 1 Mart’la sınırlı değil.. Washington kandırılmışlık duygusuna şu sebeple kapıldı.. 1 Mart tezkeresi kabul edilseydi..
61.550 ABD askeri Türkiye’ye gelecek.. 23 bin 778’i Kuzey Irak’a geçecekti.. Kalanları destek birlik olarak Türkiye’de kalacaktı..
ABD askerlerinin paldır küldür gelecek hali yoktu..
Hazırlık gerekiyordu..
TBMM, hükümetten gelen tezkereyle 6 Şubat’ta hazırlık yapması için 3497 ABD askerinin Türkiye’ye gelmesini onayladı..
Arazi kiraladılar, bina kiraladılar, ikmal, yakıt noktaları kurmaya başladılar, limanları onarmaya kalktılar, havaalanlarının altyapısını iyileştirmeye soyundular..
Fakat..
Bu izni veren TBMM tam üç hafta sonra ABD birliklerinin gelmesini reddetti..
Yani ABD’nin tüm hazırlıkları..
Tüm planı boşa gitti..
Washington’da derin hayal kırıklığı yarattı.. İlişkiler o gün bugün toparlanamadı..
Vize krizine kadar geldik..