Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Özellikle iktidar cenahı ve iktidara iliştirilmiş medya, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını kutlamaya devam ediyor. Daha da vahim olanı, iktidar medyası koro halinde kelimenin tam anlamıyla şeytani bir itibar suikastı yapıyor.
Şimdilik bilek güreşini kazandıkları, başarının tadını çıkarmaya çalışıyorlar. Ama unuttukları bir şey var, bu hukuksuz uygulamanın bir benzeri geçmişte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a da reva görülmüştü. Şimdi bu senaryonun bir benzeri Ekrem İmamoğlu üzerinden sahnelenmeye çalışılıyor.
Hakkaniyetli ve vicdanlı bakış açısı, dün nasıl Erdoğan’a yapılanlara amasız fakatsız yüksek sesle itiraz etmeyi gerektiriyor idiyse, bugün de aynı şekilde İmamoğlu’na yapılanlara itiraz etmeyi gerekli ve de zorunlu kılmaktadır.
Ama ne yazık ki bugün birileri “İmamoğlu’na oh olsun…” demeyi vicdanlarına yakıştırabiliyorlar ki, esas acı olan budur. Bu konuda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le yaptığım görüşmede dile getirdiği şu sözleri herkesin bir kez daha düşünmesinde yarar var: “Vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsıma yapılan haksızlıkları kamu vicdanının nasıl kabul etmediğini hatırlayalım. Benzer yanlışlıklar halkın iradesiyle belediye başkanı seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu’na da yapılmamalı.”