Değişim kavramı daha çok pozitif anlamda kullanılmaktadır ve istikameti de hep geleceğe dönüktür. Bu çerçeveden bakıldığında AK Parti’nin 2011’e kadar gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümler pozitif istikamette atılmış reform adımlarıdır. Her ne kadar AK Parti’nin bugünkü uygulamalarını ‘değişim’ kavramıyla tanımlamak mantıken çok doğru olmasa da, bu durumu da bir bakıma geri vitese takılarak 1940’la dönüş istikametinde bir değişim olarak görebiliriz.
Kaderin cilvesine bakın ki Kemal Kılıçdaroğlu, 1940’ların otoriter uygulamalarının mirasçısı olan CHP’de değişim rüzgarları estirerek partiyi demokratik bir çizgiye çekmeye çalışırken, iktidarının ilk iki döneminde demokratik reformları hayata geçiren AK Parti, 1940’lı yıllar Türkiye’sine geri dönüyor. Meğer yıllarca tek parti dönemi hayali kurmuşuz da haberimiz yokmuş…