Epey bir süredir Türkiye’de dindar camianın son dönemde iyi bir sınav vermediğini ve yüzyıllık bir umudu heba ettiğini yazmaya çalışıyorum.
Gerçekten dindar-muhafazakar kesimler tam da böyle bir iktidar hasreti içinde miydiler?
Hepimiz biliyoruz ki dindarlık bilincinin hakim olduğu bir toplumda adaletsizliklere, hukuksuzluklara rıza göstermek mümkün değildir. Çünkü çerçevesini Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in evrensel mesajının çizdiği bir dünyada esas olan adalettir, hukukun üstünlüğüdür, bireyin özgürlüğüdür, şeffaflıktır ve hesap verebilir bir yönetimin hakim olmasıdır.
Ancak görüyoruz ki günümüzün dindarları için, artık bu değerlerin hiçbir anlamı kalmamıştır. Eğer dindarların hayal ettiği Türkiye ve hakim olması gereken yönetim biçimi böyle bir şeyse sözün bittiği yerdir. O zaman ‘durmak yok yola devam!..’