MURAT SEVİNÇ
Meslektaşımız Mehmet Fatih Traş üç yıl önce bugün, 25 Şubat 2017 yılında aramızdan ayrıldı.
Barış imzacısı akademisyenlerdendi. Türkiye’de, kimi haysiyetsiz meslektaşlarının, işinden atılsın, bir daha iş bulamasın, cezaevine girsin istediği; on binlerce meslektaşının, başına gelenleri sessizce izlediği akademisyenlerden biri.
Türkiye’de en yapılmayacak işi yapıp ‘devletten izinsiz’ ve ‘devletin tasvip etmediği bir imza metniyle’ barış talep ettiği için canı yanan, canı yakılan; o can, bir zaman sonra adları lanetle anılacak meslektaşları tarafından yakılan, bir akademisyen.
Doktorası bitince sözleşmesi yenilenmedi. Sevgili Mehmet Fatih üç yıl önce bugün, veda etti.
Mehmet Fatih işinden olup memlekette yenisini bulması engellenince, yurt dışı için iş-burs başvurusu yapıyor. Şimdi okuyacağınız metin 1 Şubat 2017 tarihli o başvurunun Türkçesi. Kendi sözcükleriyle:
“Eylül 2010-Haziran 2016 arasında Çukurova Üniversitesi Ekonometri bölümünde Yükseköğretim Kanunu’nun 50-d maddesi uyarınca Araştırma Görevlisi olarak çalıştım. Haziran 2016’da doktora tezimi tamamlayıp Çukurova Üniversitesi ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra sözleşmem yasal çerçevede sonlandırıldı. Kısa süre sonra Çukurova Üniversitesi İBB Fakültesinde Sayısal Ekonomi, Tarım Ekonomisi ve Mikroekonomi derslerini veren öğretim görevlisi beklenmedik şekilde ayrılınca bu dersleri vermek üzere sözleşmeli olarak işe alındım.
Maddi getirisi oldukça mütevazı olsa da (ayda yaklaşık 94 avro), benim için ilk ders verme deneyimi olduğundan bu derslere büyük önem atfettim. Ancak işe başlamamdan birkaç hafta sonra düzenlenen bir fakülte kurulunda, Maliye Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Haşim Akça, beni açıkça PKK sempatizanı olmakla suçlayarak 10 Aralık 2016 İstanbul patlamadan sonra Türkiye’nin çok hassas günler geçirdiğini ve sözleşmenin gözden geçirilmesi gerektiğini söylemiş. Aynı toplantıda Akça, MİT’teki irtibatlarının kendisine ‘fakülte kurulu üyelerinin kimi işe aldıklarından haberdar olup olmadıklarını’ sorduğunu söylemiş. Ayrıca MİT’teki aynı kaynaklar benim HDP’nin mitinglerine katıldığıma dair kendisine bilgi vermişler.
Fakülte kurulu toplantılarında sarf edildiği iddia edilen bu ifadeler çok ciddi olduğundan doğruluğunu teyit etmem gerekiyordu. Bu amaçla iyi ilişkilere sahip olduğum iki fakülte kurulu üyesine danıştım ve bu ifadelerin gerçek olduğunu teyit ettim. Yapılmış olan şikayet sonucunda 15.12.2016 tarihinde düzenlenen Fakülte Yönetim Kurulu’nda ‘görülen lüzum üzerine’ oy birliğiyle görevden alındım. Bu olayın ardından Türkiye’deki diğer üniversitelere başvurmaya karar verdim. Aralık 2016’da Mardin Artuklu Üniversitesi’nden bir arkadaşımla iletişime geçerek, çalıştığım bölümde benim niteliklerime sahip bir akademisyene ihtiyaç olup olmadığını sordum. Bölüm kurulu ve üniversite yönetimine sunma için istediği özgeçmişimi vakit kaybetmeden gönderdim ve başlangıçta niteliklerime dair oldukça olumlu geri dönüşler aldım. Ancak birkaç saat sonra beni tekrar arayan arkadaşım, Barış İçin Akademisyenler imzacılarından olduğum için, üniversitenin beni işe almasının mümkün olmadığını söyledi.
Ocak 2017’de ise Çukurova Üniversitesi’nde görevli bir akademisyen vasıtasıyla, İstanbul Aydın Üniversitesi ile iletişime geçerek öğretim görevlisi pozisyonu için özgeçmişimi gönderdim ve bir sonraki hafta mülakata davet edildim. Mülakat sonunda ekonomi ve finans bölümü bünyesinde, 2.5 yıl geçerli bir sözleşme teklif ettiler. Teklifi imzalayıp vereceğim dersleri belirledikten sonra, banka hesabı açılması, gerekli belgelerin toplanması, Adana’dan İstanbul’a taşınma gibi işlerle uğraşmaya başladım. Ancak ertesi gün, üniversite bana telefonla ulaşarak, başvurduğum ve kabul aldığım pozisyonun iptal edildiği iletti. Bu durumu danıştığım deneyimli akademisyenler iptalin normal olmadığını, başka bir sorun olabileceğini söylediler.
…Hükümet, Kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde gerilimi artırmaya, toplumu ve özellikle akademik camiayı kasıtlı olarak ayrıştırmaya devam ettiğinden, kişiliğimde bütünleşik insani değerlerden feragat etmediğim sürece, olağan (öğretim ve araştırma başarım gibi nesnel gerçeklere dayanan) bir akademik gelecek öngöremiyorum.”
Kendisine üniversite muamelesi yapmakta ısrarlı Türkiye akademisinin ortalaması hakkında kusursuz bilgi içeren bu satırları kaleme aldıktan kısa süre sonra…
Her, “Dönecek misin(iz)” sorusuyla karşılaştığımda, gülümseyen yüzüyle Mehmet Fatih Traş’ı düşünüyorum. Dönecek misin?
Sevgili meslektaşımız Mehmet Fatih Traş’ın tertemiz anısı önünde, saygıyla eğiliyorum…