Bir seçimin galibi, alınan oylara bakılarak anlaşılır. Kendisinden sonra gelen iki partinin toplamından fazla milletvekiline sahip bir parti ile koalisyon pazarlığına oturan partiler, önce karşılarındaki güçlü partinin koşullarını dinlerler ve ona göre tavır alırlar.
Mesela bir koalisyon adayı parti Gülen Örgütü savcılarının ve polislerinin tezgâhladıkları ’17-24 Aralık darbe girişimi’ni canlandırmayı koalisyona katılmasının şartı olarak AK Parti’nin önüne koyarsa, bu partinin kurmaylarının kafaları iyice karışık demektir. Bu darbe girişiminde hedef alınan dört eski bakan hakkında yeniden soruşturma açılacağı şeklindeki Gülenist söylem, sadece hezeyan değil midir?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu söylemi hukuk açısından da şöyle değerlendirdi dün: “Bir parti grubunun ‘Biz bu konuda karar aldık, dört bakan hakkında yeniden soruşturma komisyonu açacağız, bunu diğer partilere öneri olarak götürüyoruz’ demesi anayasayı çiğnemektir. Anayasa hükümlerinde ‘Meclis soruşturması açılması konusunda hiçbir parti grubundan karar alınamaz’ hükmü vardır. Yaparsa bu anayasayı çiğnemektir.”
Acaba durum şairin dediği gibi mi? “Ya sen ölmedin/ Ya biz yaşamıyoruz” gibi bir durum mu var ortada? Seçimde CHP birinci, MHP ikinci ve AK Parti de sonuncu mu oldular?