H. AYHAN TİNİN

Sanat da var / Edebiyat
insanatinart@gmail.com
Sabır çiçeği nedir, bilir misiniz?
Köklerini Afrika’dan ve Meksika’dan alan bu çiçeğin 1925 yılında Bodrum’da ne işi vardı?
Siz onu bazen Aloe Vera diye bilirsiniz. Kime iyi geldiğini, neye iyi geldiğini defalarca okumuşsunuzdur.
Ama Cevat Şakir’e, mavi bir akşamüstü Azmakbaşı’nda karşılaştığında nasıl iyi geldiğini, balıkçılardan adının ‘Sabır Çiçeği’ olduğunu öğrendiğinde, aklında nasıl hikayeler yazdığını bilmezsiniz.
Tıpkı yaz geldiğinde teknelerle ‘Mavi Yolculuk‘ planları yaparken ilk mavi yolcuların kimler olduğunu, nasıl ve neden o gezilere çıktıklarını, eski uygarlıkların izinde gezmenin yazılmamış kurallarını bilmediğiniz gibi… Ya da dünyanın en güzel mavisinin neden Bodrum diye anıldığını hiç düşünmediğiniz gibi…
Yine de bütün bunlar Halikarnas Balıkçısı’nı, Anadolu sevdalısı bu insanı ölüm yıldönümünde unutmak için bir neden değil.
Biraz daha meraklı olsaydık… Geçmişle bugün arasındaki köprüleri bu kadar kolay atmasaydık… Belki unutmadıklarımız, bugünümüzü daha güzel yapardı.
Belki Bodrum’a kahverengi mermer cepheli binalar yapmaktan vazgeçerdik.
Belki sokakları süsleyen palmiye ağaçlarının ilk tohumlarının Büyükada’dan, Troçki köşkünün bahçesinden Cevat Şakir tarafından getirildiğini bilir, Prinkipo’nun da hikayesini merak ederdiniz.
Türk edebiyatının benzersiz ismi, denizcilerin ve süngercilerin tarihini yazan Cevat Şakir, imparatorluktan cumhuriyete uzanan bir kültürün mirasçısı. 1890 yılında doğuyor Şakir Paşa’nın oğlu…
Hayatı türlü maceralarla geçerken bir hikayesi yüzünden ‘Petrum’a yani bugünkü Bodrum’a sürgün ediliyor. Milas’dan mavi kasabaya at sırtında gelebiliyorlar ancak… Sürgünde kalacağı hapishane yıkıldığı için kaymakamın izniyle, kendi parasıyla kiraladığı bir evde çekiyor cezasını. Her gün karakola imza veriyor. Neyse ki ev henüz yıkılmadı. Köfteci olarak sürdürüyor varlığını…
Batı Anadolu’nun tarihine olan yatkınlığı ve bilgisi ile bütün mitolojik hikayelere yeniden can verirken; yaşadığı kasabanın süngercilerinin zorlu yaşam öykülerini de edebiyat dünyasına hediye ediyor. Şiirsel, coşkulu fakat son derce sade anlatısıyla pırıl pırıl bir yazın hazinesi bırakıyor bizlere…
Bir daha da pek ayrılmıyor Bodrum’dan. 1945 baharında Sabahattin Eyüboğlu’na bir mektup yazıyor. “Hadi gelin, birlikte deniz yolculuğu yapacağız.” Azra Erhat’dan Cevat Çapan’a kimler katılmıyor ki bu mavi yolculuklara… Bedri Rahmi yolculukları resimliyor. Gazete ve radyo yasak bu gezilerde. Sohbet, kıyılardaki eski uygarlıkların izini sürmek, Anadolu hikayelerini dinlemek var.
“Nur içinde yatılmaz, nur içinde yaşanır burada” diye yazmıştı Cevat Şakir… 13 Ekim 1973’den bu yana Bodrum’da nur içinde yaşıyor.
Halikarnas Balıkçısı’nın ‘Mavi Sürgün’ünü, Bedri Rahmi’nin ‘Mavi Yolculuk Defterleri‘ni okuyun. Belki gelecek yaz zihninizde başka bir dünyayla gezersiniz bu kıyıları… Teknenin yanından geçen martı belki Halikarnas Balıkçısı olabilir.
Çünkü merak etmediğimiz her geçmiş, bugünü yerçekimsiz savrulmalara gebe kılar.
Bugünün Beyaz Martıları…
Değişen bir şey yok. Dünyayı yine sanat yaşanır hale getirmeye çalışıyor.
14 Kasım – 1 Aralık tarihlerinde 24. Tiyatrolar Festivali var. Dünyadan ve ülkemizden 29 topluluk canlı ve çevrimiçi gösterimlerle hayatımızda yerini alacak.
Ahbap Derneği 27 Ekim’de Açıkhava’da #SahneyeSesVer etkinliği düzenliyor. Bu süreçte ekonomik güçlüğe düşen müzisyen ve ses sanatçıları için… Kalabalığa girmekten çekiniyorsanız, çevrimiçi gösteri biletlerini alarak destek olmak da mümkün.
Cem Davran hayata inat ustasının yolundan gitmeye devam ediyor. Yeni bir tiyatro kurup Hakan Gerçek ile birlikte çalışmaya başladılar.
İstanbul Modern ‘Sizin Perşembeniz’ etkinliklerinde çeşitli sanatçıların atölyelerini ücretsiz olarak çevrimiçine taşıyor.
Dünyayı kurtaracak güzelliği hayata taşıyan, sabır çiçeğine sevgiyle bakan herkesin alın terine saygılarımızla.