Çok ilginç bir şekilde, medyada kutuplaşmanın asıl müsebbipleri hiç sorunsallaştırılmazken, ülkedeki gerginliğin tek nedeni AK Parti’ymiş gibi bir baskı kurulmak isteniyor. Muhafazakarların bir kısmında görülen konformizm/yorgunluk işaretlerine güvenerek ‘Ver kurtul’ baskısı yaratma çabası epeydir gündemde.
Siyaset, basit bir mantıkla yürür. Oy almak ve iktidar olmak… Oy kitlesini muhafaza etmek, arttırmaya çalışmak. Siyasi rakiplerin yanında, seçmenlere anlamlı bir fark hissettirmek. Bu olduğunda yorgunluk, tereddüt kalmaz.
Muhafazakarlar haklarını elde ediyor diye darbe yapmaya kalkışanlar ve onların argümanlarına inanan kitleler için başka tedavi yöntemleri bulmak gerekir, muhafazakarlara örtülü bir ‘vazgeç’ teklifi yapmak değil.
AK Parti, bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da taban hacmini muhafaza etmek ve mümkünse arttırmaya çalışacaktır. Oyun planlarını, koalisyon seçeneklerini buna göre değerlendirecektir.
İktidar olarak tüm vatandaşlardan sorumlusunuzdur ama, bir siyasi parti olarak kendi tabanınızın önceliklerini düşünmek zorundasınız. Bu anlamda AK Parti muhalefet partilerinin tabanlarının sorumluluğunu onların yerine üstlenemez. Bu rasyonel değildir.
Ancak bu konuda yaptığı hatalar veya yapmadığı doğrular varsa bunları düşünmek durumundadır.