GÜLBEN ÇAPAN
gulbencapan@diken.com.tr
@istanbulartsnob
Takdir edersiniz ki, Covid-19 meselesi sanat ortamının içini boşalttı. Sergiler, bienaller, fuarlar iptal edildi; edilmeye de devam ediyor. Bu yazıda Manifesta’yı konu alıyorum çünkü Manifesta 13, Avrupa’da Covid -19’a rağmen yoluna devam eden tek bienal.
Bir önceki edisyonuna İtalya’nın Palermo bölgesinin ev sahipliği yaptığı bienalin bu yılki adresi Fransa’nın Marsilya kenti. 28 Ağustos – 29 Kasım tarihlerinde sanat görmeyi özleyenleri bekliyor olacak.
Göçebe bienal özelliğini taşıyan Manifesta, her edisyonunda başka bir kente taşınıyor ve oranın yerel halkını inceleyerek programını oluşturuyor. Seyahat mümkün olursa Türkiye’den de birçok kişinin gidebileceği bir bienal olduğunu düşünüyorum çünkü artık sanal ortamda sanat eseri görmekten, sanal ortamda dinlemekten yani kısacası sanal ortamda nefes almaktan bıktık.
Covid -19’un engel teşkil edebileceği her şeye karşı önlem alınarak tasarlanan bienale 47 sanatçı ve sanatçı kolektifi katılıyor.
Seyahat engelleri göz önüne alınarak işlerin nakliyesi planlandı. Kapalı alanlarda sergilenmeye alışılmış bienal mekanları dış mekanlarla değiştirildi. Kısacası yaşanılan salgın sürecinin tüm gerçekleri göz önünde bulunduruldu. Ama bienal olma özelliği yani yerel halkla bütünleşebilecek bir sanat ortamı yaratma özelliği korundu.
Üç program
Bienalin ilk ayağı ‘Traits d’Union’ altı farklı mekana dağılarak sergilenecek. Bu altı mekanın isimleri; Ev, Barınak, Liman, Park, Okul ve Düşkünler Evi. İkinci ayağı ‘Le Tiers Programme’ ve üçüncüsü ‘Les Parallèles du Sud’. Covid -19 önlemi çerçevesinde, her bir ayak farklı tarihlerde kademeli ve kontrollü bir şekilde açılacak.
Bienalin üç farklı ayağının (programının) farklı tarihlere yayılarak açılması hem bienalin süresini uzatmış oluyor hem de bu yolla, sosyal mesafe gibi tedbirlerin uygulanması kolaylaştırılarak salgına dair risklerin asgari seviyeye indirilmesi hedefleniyor.
Böylece bienalin tek bir bölümüne daha uzun konsantre olacak bir takım çalışmasından bahsedebiliriz. Sanatseverlerin de tedbirlerini daha kolay alarak, genele hızlıca yayılmaktansa küçük küçük ve adım adım giderek gezebileceği bir model planlanıyor. Fransa Sağlık Bakanlığı’nın Covid-19’a karşı aldığı önlemler ise eksiksiz uygulanacak.
Manifesta’nın 1996’daki kuruluşundan bu yana bienalin ‘direktrisliğini’ üstlenen sanat tarihçisi Hedwig Fijen şunları söylüyor: “Manifesta aslında göçebe olarak adlandırabileceğimiz tek bienal ve tam dört yıl boyunca bu edisyona çalıştığımız için bir anda iptal etmek ya da ertelemek imkansızdı. Üretilen her işi en iyi şekilde sergilemek önceliğimizdi, bunu gerçekleştirebileceğimizi düşünmeseydik tabii ki olası bütün senaryoları gözden geçirirdik. Fakat Manifesta’nın sürekli olarak her edisyonda yer alan bir sponsoru ve fon sistemi bulunmuyor. Her edisyonda kendi ekosistemi ve kendi dinamiklerinden oluşan bir destek ağı var. Manifesta’yı ertelemek bizi bu anlamda da çok zor duruma sokardı. “
Zor zamanda bir umut ışığı olarak belirmek, bu yönde de sorumluluk almak istediklerinin altını çizen Fijen, “Marsilya’daki yerel müzeler ve diğer işbirlikçilerimize ve tabii ki yerel halka bir motivasyon olsun istedik” diyor.
Bir sonraki edisyon Kosova’da
Olumsuz tablo ve ekonomik çalkantılara rağmen 14. edisyon için çalışmalara başladıklarını anlatan Fijen, 2022 yılında, Kosova’nın ev sahipliği yapacağını söylüyor.
Bienal kapsamında, Marsilya Şehir Müzesi’nin direktörü Xavier Rey ve şef küratörü Thierry Ollat’ın öncülüğünde, sağlık açısından hiç kimseye tehdit oluşturmayacak açılış ve rehberli turlar planlandı.
Bienalin planlamasını yapanlar, sanatın toplumun her katmanına nüfuz ederek bir dönüşüme yol açabileceğini çok iyi biliyor ve bu konuda da organizasyona sorumluluklar yüklüyor.
Atölyeler de olacak
Fijen şunları söylüyor: “Önizleme geleneğimizden çok daha geniş kapsamlı bir iletişim ağı oluşturmayı hedefliyoruz. Bu edisyonla daha geniş kapsamlı kültürel ve sosyal bir tartışma ortamı açmak istiyoruz. Her ne kadar sosyal mesafe konusunda tedbirler alsak da insanların birbiriyle iletişime geçmelerini de önemsiyoruz bu sebeple bienal süresince atölyelere yer vereceğiz.
Bienal sadece sanatı değil aynı zamanda yerel halkın birbirine kenetlenmesi ve bieanalin ev sahipliğindeki kent halkının kendi kentlerinin gelecek kararlarını kendilerinin verebilmesi açısından bir önem arz ediyor. Kısacası toplumun sorumluluk almasını istiyoruz, sanatın bu konudaki etkisini kullanarak insanların yerel kararları alacak toplantılara katılımlarının artmasını bekliyoruz. “
Bienali bir dönüşüme ilham vereceği, ev sahibi kentlerde yapısal değişiklikler olacağı konusunda umutlu olduklarını vurgulayan Fijen ekliyor: “Kültür üreticileri, düşünürler, mimarlar ve sanatçılar dünyayı, ekosistemlerimizi ve ekonomimizi üretme ve tüketme şeklimizi, kamu kurumlarımızı hatta şehirlerimizi de yeniden düşünmede kilit bir rol oynayacak. Bu bienalin devam ediyor olmasındaki en büyük amaç, yerel Marsilya kültür sahnesine destek ve dayanışma örneği sergilemek.”