
KEMAL GÖKTAŞ
kemalgoktas@diken.com.tr
@kemalgoktas
Ankara Bölge Adliye (istinaf) Mahkemesi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Baskın Oran’a yönelik olarak sarf ettiği ‘alçak’ ve ‘uşak’ ifadelerinin ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamı sınırları içinde kaldığını savunarak, tazminat talebini reddeden yerel mahkeme kararını kesinleştirdi. Kararda, Prof. Oran’ın ‘eleştiriye açık olması gerektiği’ belirtildi.
İçişleri Bakanı Soylu, Baskın Oran’ın 23 Haziran 2017’de hiçbir yorum taşımaksızın birbiri ardına kronolojik olarak sıralanmış gazete haberlerinden oluşan ‘Kürtler üzerine bazı trajikomik deneyler’ başlıklı yazısıyla ilgili olarak Twitter hesabından “Kendisini ilim adamı diye pazarlamış yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Baskın Oran hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” mesajını paylaştı.
Bir milyonu aşkın takipçisi olan Soylu’nun binlerce retweet ve beğeni alan paylaşımındaki suç duyurusu üzerine İstanbul başsavcılığı, Prof. Oran hakkında soruşturma açtı.
Başsavcılık, soruşturma sonunda yazıda suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle ‘takipsizlik’ kararı verdi.
‘Ben deseydim ne olurdu?‘
Bunun üzerine Oran, Soylu’ya karşı kendisine “Alçak” ve “Uşak” diyerek kişilik haklarını zedelediği için Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde manevi tazminat davası açtı.
Soylu’nun avukatı bu dava dilekçesine ‘davacının söz konusu yazısının şiddete teşvik, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör örgütü propagandası içerdiğini’ söyleyerek cevap verdi.
Baskın Oran ise duruşmada mahkeme hakimine şöyle dedi: “Bana davalının tweet’iyle yöneltilen sözlerin, benim tarafımdan davalıya aynen yöneltilmesi halinde ne karar verecek idiyseniz, o şekilde karar vermenizi talep ediyorum. Eğer ben Bakan Soylu’ya ‘Kendisini devlet adamı diye pazarlamış, yazısının her kelimesini alçakça kurgulamış bir uşak Süleyman Soylu’ diye hitap etseydim ne olurdu, sadece onu düşünerek karar veriniz, yeter.”
‘Alçak’ ve ‘uşak’ demek ‘eleştiri’ sayıldı
Ancak mahkeme, Oran’ın açtığı tazminat davasını reddetti. Gerekçeli kararda Bakan Soylu’nun ‘suç unsuru taşıdığını değerlendirdiği’ eylemler konusunda halkı bilgilendirdiğini, devlete ve güvenlik güçlerine ağır eleştirilere cevap verme hakkını kullandığını, kişilik hakları ve ifade özgürlüğünü hedef almaksızın Baskın Oran’ı eleştirdiğini ve bunun ifade özgürlüğü üzerinde caydırıcı etki yaratacağının söylenemeyeceği gerekçelerini sıraladı.
Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına göre kamu görevlilerine yönelik eleştirinin sınırı, sıradan kişiler için olanından çok daha geniş olduğu için Oran’ı kamu görevlisi saymıştı. Oysa Oran, dava tarihinden 14 yıl önce emekli olmuştu.
Prof. Oran, mahkemenin ret kararına karşı istinaf başvurusunda bulundu ve ‘Bakan Soylu’nun eleştirisi varsa bunu hakaret etmeden de yapabileceği’ vurgulandı. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin ret kararının kaldırılmasını oybirliğiyle reddetti. Kararda özetle şöyle denildi:
“Bakan Soylu’nun tweet’i kendisinin kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri ve davacının değerlendirmelerine karşılık cevapları olup, ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamı sınırları içinde kaldığı ve davacının da eleştiriye açık olması gerektiği için, davacının isteminin tümden reddine karar verilmesi doğrudur.”
İstinaf mahkemesinin kararı Prof. Oran tarafından Yargıtay’da temyiz edildi.