Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Söyledikleri bir yana, 45 dakika kadar görüştüğümüz Özel’den edindiğim izlenimi tek sözcükle ‘özgüven’ olarak özetleyebilirim. Bu yalnızca anket sonuçlarıyla kazanılabilecek bir şey değildir. Otokratik rejimlere karşı mücadelede en önemli güç olan özgüven; ancak durumu doğru tahlilden, doğru yolda ve çok geniş bir kitle desteği ile yürüdüğünüzün farkında olmaktan gelir.
Özel, otokratik bir tek adam rejimine karşı mücadele edildiği konusunda net. 19 Mart’tan sonra bu rejime ‘darbe’ ve ‘cunta’ sıfatlarını da ekledi. İktidarın tüm saldırısına karşın geri adım atmıyor. Özel, sokakta onun gökkuşağı olarak tanımladığı her renkten muhalifin birlikte duruşunun öneminin farkında. Amaç, tüm muhalefet güçlerinin asgari müştereği olan ve adil bir şekilde birbirleriyle yarışabilecekleri parlamenter demokratik bir sisteme ulaşmak. Bunun ilk adımı, adalet ortak paydasında birleşerek, sandığa kavuşana kadar birlikte mücadele etmek!
Özel bu süreçte Kürt siyasi hareketiyle birlikte yürüme konusunda da net. Herkesi CHP’nin savunduğu değerlerde birleştirmek gibi bir yanlışa düşmeden, “Zafer Parti’nin itirazlarına ya da DEM’in umuduna bir şey demeden”, “Kürt sorunu yoktur” denilen ve kent uzlaşısının kriminalize edildiği bir yerde çözüm olmayacağına işaret ederek, herkesin demokrasi, özgürlük ve hukuk/adalet zemininde anlaştığı bir ortak paydada ve ancak şeffaflıkla yüründüğünde Kürt sorununun da çözüleceğini söylüyor. Söylediklerinin altını çizense, ondan yansıyan özgüven oluyor.