Öcalan’ın işi bu kez kolay değil. Kandil ve HDP’ye hâkim olan bir ekibin, çözüm sürecine karşıtlığı geçen iki yıllık sürede azalmadı, aksine daha da arttı.
Türkiye’de siyasete yön veren güç çevreleri, Abdullah Öcalan’ı dengelemek için Demirtaş’ı öne sürüp güçlendirmeye başladı. Kandil’in, Öcalan’ı dizginlemesi umuduyla Demirtaş’tan yana çıkması, Kürt siyasetinde yeni bir güç merkezinin oluşmasını sağladı. Bu merkez, artık Öcalan’a alternatif politikalar üretiyor; Öcalan’ın manevra alanı adım adım daraltıyor. İmralı’yı sistemli şekilde itibarsızlaştıran yazarların Kandil ve HDP yönetimine çok yakın olması tesadüfi değil; onları, çözüm karşıtlığı birbirine yaklaştırıyor.
Abdullah Öcalan, Kürt siyasetindeki bu yeni güç merkeziyle başa çıkabilir mi? Öcalan, Kandil ve HDP tarafından ciddi şekilde sınırlanmasına karşın hâlâ Kürt siyasetinin en etkili aktörü, tabanı ona kulak veriyor. Ama Öcalan eskisi gibi, tek başına da değil artık; karşısında Kandil ve HDP’ye hâkim olan, içeriden ve dışarıdan desteklenen bir güç var.
Kürt siyasetinin aklı Diyarbakır ve Kandil’de değil ABD, Brüksel ve İstanbul’da belirleniyor. Çözüm sürecinin başladığı günlerde Öcalan’ın “Türk-Kürt ilişkilerini yeniden tanımlamaya çalıştığımız için darbe planlıyorlar. Yeni darbe, Brüksel ve ABD’de hazırlanıyor” tespiti, son iki yılda yaşananları doğruluyor.
Gezi, 17-25 Aralık darbesi bu merkezlerde planlandı. “Yeni darbe”nin uygulayıcılarının başarısız olunca kapağı Brüksel ve ABD’ye atması, ‘üst aklın’ merkezinin neresi olduğunu da gösteriyor.