CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Şimdi gerçek anlamda halkın partisi olmak için elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz” dedi.

Kılıçdaroğlu, Diyarbakır’da aralarında AKP istifa ederek CHP’ye katılanların da bulunduğu 20 kişiye genel merkezde düzenlenen törenle partisinin rozetini taktı. Törende konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Eskiden komşu komşunun külüne muhtaçtı. Giderdik, sohbet eder, konuşurduk. Kimse ‘Senin kimliğin nedir, inancın, yaşam tarzın nedir?’ demezdi, ki çocukluğum sizin bulunduğunuz coğrafyada, orada geçti. Ortaokulu orada okudum. Lise yıllarım orada geçti. Dolayısıyla bölgenin kültürünü, insanlarını bilirim. Biz ortaokul öğrencisi olarak köye gittiğimizde sofra açılırdı bize. Onlar koca koca adamlar, biz ortaokul öğrencisiydik. Bu kadar güzel bir hoşgörü vardı. Bu hoşgörü iklimi kayboldu gitti. Bu benim açımdan büyük bir sıkıntı. O nedenle dedim ki ‘Bu toplumun bir helalleşmeye ihtiyacı var.’ Oturup bir konuşmalıyız, nedir bu kavga, nedir bu alıp veremediğimiz? İşsizlik almış başını gidiyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir. Şimdi gerçek anlamda halkın partisi olmak için elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz. Doğuya da batıya da gidiyoruz. Orta Anadolu’ya, kuzeye, güneye bir şekliyle gidiyoruz.”
‘Türkiye beşincisini sözlü sınavda eliyorlar…’
“Hangi parti olursa olsun, devleti adaletli bir zeminde yönetmesi gerektiğini” ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: “Geçen çağırdım gençleri, Türkiye beşincisi matematikte. Türkiye beşincisi, sözlü sınavda eliyorlar. Neyi eliyorsun kardeşim? Niye, dayısı yok, torpili yok. Şimdi bu adaletsizliğe birimizin sahip çıkması lazım. Dolayısıyla bu sadece benim görevim değil, hepimizin ortak görevidir. Allah nasip eder iktidar olursak, göreceksiniz 6 ay içinde Türkiye’de çok farklı bir iklim olacak. Ben bir tivit attım diye kimse gelip de sabahın köründe evimi basmayacak. Özgürlük olacak. Siyasetçi dediğin zaten eleştiriye açık olması gereken kişidir. Benim görmediğimi bazen vatandaş görür. Bir tivit atar, bazen gazetede bir haber olur ben alır onu okur, oradan ders çıkarırım. ‘Demek ki bizim burada bir eksiğimiz var, yanlışımız var’ deriz. Haber yanlışsa telefon ederiz, ‘Bu yanlış, doğrusu budur, böylesi olması lazım.’ diye söyleriz.”