ALİ DAĞLAR
Son günlerde tartışmalı fetvalarıyla sert eleştirilere hedef olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) İstanbul İl Müftülüğü eski murakıbı tarafından sunulan raporda hurafelere ve yanlış uygulamalara dikkat çekilirken çarpıcı öneriler de getirildi.
İstanbul Müftülüğü emekli murakıbı Rasim Şekercioğlu’nun hazırladığı Eylül 2014 tarihli ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2023 Yılına Hazırlanış Projesi’ ses kirliliğinin önleme amacıyla ezanın 70 desibelle sınırlanması, cenaze örtüsündeki Kur’an ayetleri metninin Türkçe yazılmasını, Kuran kurslarının yerini Kuran okullarının almasını ve ‘fahri imamlar’dan yararlanılmasını öngörüyor.
50 yılını Diyanet’in hizmetinde geçiren, Eyüp Sultan Camii eski müezzini Rasim Şekercioğlu sunumunu ‘Türkiye 2023’e hazırlanırken, Diyanet’in de bu hamlede, özellikle bilim ve tebliğde aktif yeri ve katkısı olması’ amacıyla hazırladığını vurguluyor.
‘Kefen cebine konulacak proje’
Şekercioğlu DİB uygulamalarını da eleştirdiği raporda, “İmamlarımıza layık oldukları itibarın verilmesi uygun görülmüyor ise kendilerine namaz kıldırma memuru unvanı verilebilir. Bu projenin bir nüshasını kefenimin cebine koyacağım, arz ederim” diye bitiriyor.
Rapor tarihi itibariyle 4 bin olan Diyanet’teki akademisyen sayısının, 2023’e dek 12 bin doktoralı akademisyene çıkarılması gerektiğini belirten Şekercioğlu’nun “Sayısı 200 bini bulan diyanetin piyadelerine sahip çıkılmasını vurgulama amacıyla hazırladım” dediği çalışmadan bazı bölümler şöyle:
7 yıllık imam cennete: Bilindiği üzere imam; 350 yıldan beri mahallenin 1. derecede yöneticisi; mahalle muhtarı ve mahalle bekçisi (onun) yardımcısı idi. Osmanlılar zamanında imamlarımıza verilen önemi vurgulama bakımından büyük camilere imam olabilmek için Arapça, Farsça, Latince bilmek, dinler tarihi ve mukayeseli dinler tarihi ve alet ilimlerine vakıf olmak gibi şartlar arandığı biliniyor. Ayrıca İmam Gazali’nin İhya-ı Ulumiddin 1. Ciltte hakkını vererek; “Yedi yıl imamlık yapana Cennet vacip olur, bilinçli olarak 40 yıl müezzinlik yapana Cennet vacip olur” denmektedir.
Ölüyü değil, imanı yıkamak esastır: Kur’anı Kerim’in tümüyle yaşayan insanlara hitap ettiği gerçeğinden hareketle; halkımızın bir kesimine göre Kur’an ölü kitabı, imam ölü imamı algılaması canımızı acıtıyor. Cami görevlileri sadece hatim, mevlit okur, cenaze yıkar anlayışının silinmesi gerekir. Hocanın esas görevi; Kur’an içeriğini halka anlatmak, milletin imanını, ruhunu, aklını yıkamak olmalı.
Taşradaki hocalar ziraat eğitimi alsın: Taşrada görev yapan Diyanet mensuplarına bağ, bahçe, ziraat eğitimi verilerek, kırsal bölgelerde yaşayanlarımıza katkıları sağlanabilir.
Üç büyük şehrin müftüsü profesör olsun: Üç büyük şehrin müftülerinin profesör, diğer büyük şehir belediyesi il müftülerinin doçent, il müftülerinin doktora sahibi olması, ilçe müftülerinin de dini bir konuda mastır yapması hedeflenebilir.
İsraf can acıtıyor: Kimi camilerde elektrik sarfiyatı can acıtır seviyelerde. Camilerin ısıtma derecesi 18’ler seviyesinde yeterlidir.
Bağışlar sisteme bağlanmalı: Camilerde para (bağış) toplama işi yeniden bir sisteme bağlanmalıdır.
70 desibel aşılmasın: Ezanlarda, Kur’an tilavetinde ve vaazlarda 70 desibel gerçeği ihlal edilmemeli.
Cenaze örtüsüne Türkçe yazı: Cenazelerde tabut üzerindeki Kur’an ayetlerinin metinleri yerine Türkçelerinin yazılması sağlanmalı.
Mezar başında telkin kimin icadı: Mezar başlarında cenaze imamı tarafından uygulanan telkin eylemini kimin icat ettiği bilinmiyor.
Kurs değil okul: Kur’an Kursu adı yasaklı yıllarda konmuştur, bundan böyle Kur’an Okulu olarak değiştirilebilir. Kurs ifadesi şık durmuyor.
Sürgün ve tayin önlemi: Diyanet teşkilatı mensuplarının başka yerlere tayinleri gerekiyorsa önceden bir sisteme bağlanıp kaç yıl sonra başka yere tayin edileceklerini bilmeleri sağlanmalı.
Camilerde ses kirliliği önlenmeli: Camilerde ezan ve vaazlarda ses kirliliği önlenmeli. Ezanlar merkezi sisteme alınıp ehil kimseler tarafından okunmalıdır. Zira kimi yerlerde makam yapıyorum derken, ezanla kavga edenler ve sesi ezana uygun olmayanlar bu işten muaf tutulmalıdır.
Çifte ezanın mucidi belirsiz: Çifte ezanı kimin icat ettiği, ne yararı olduğu bilinmiyor.
Fahri trafik müfettişi gibi fahri imamlar: Trafikteki fahri müfettişlik olgusuna benzer şekilde ve fahri anlamda emekli olmuş veya Diyanet’ten ayrılmış yetenekli, deneyimli, heyecanlı zevattan yararlanma yoluna gidilebilmeli.
Tespih ve bakteriler: Bazı camilerde tespihler elden ele atılıyor, dolaşıyor; tespihlerdeki bakteri olasılığı göz ardı edilmemeli.
Sadece gasilhane değil, kütüphane: Yeni yapılan bir cami bünyesinde kütüphane, dershane, aşevi gibi bölümler olması gerekirken, sadece gasil hane ve helaya yer veriliyor. Bu durum yeni yetişen neslin camilere ilgisini azaltıyor.