• ROTA
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kaldırım Serçesi: Madame Lamboukas

20/12/2019 19:41


H. AYHAN TİNİN

Sanat da var / Tiyatro

[email protected]

Siz onu Edith diye bilirsiniz. Edith Piaf.

Hani şu sahnede hep siyah elbiseler giyen yarı Faslı yarı İtalyan fakat Fransa’nın sembolü olan küçük kadın…


Kalabalıkların genel geçer ahlâkına direnen sokak şarkıcısı… Alabildiğine aşk için yaşayan, dünyanın büyük iki savaşını kısacık ömrüne sığdıran, Pigalle kaldırımlarından Olimpia sahnesine uzanan, ışıklar içinde sanıldığı halde gölgelerin hüznünde mutluluğu yaşayan ve kendisinin de söylediği gibi ‘erken ölmeye’ kurgulanmış bir hayatın kahramanı…

Önceki akşam Kenter Tiyatrosu’unda onun hayatını anlatan müzikalin, geri dönüşünü izledik.

Tülay Günal ve Altıdan Sonra Tiyatro, Yiğit Sertdemir’in yönettiği ‘Kaldırım Serçesi’ müzikalini muhteşem bir yorumla tekrar tiyatro seyircisiyle buluşturdular.

Başar Sabuncu’nun metni 1980 darbesinin karanlığında, Gülriz Sururi ve olağanüstü bir ekibin sahnede yarattığı aydınlıkla, üzerimize yığılan füme rengi bulutları biraz olsun dağıtmıştı.

Sonra bir daha kimse kolay kolay tekrar oynamaya cesaret edememişti.

Tülay Günal’ın aklına iyi ki düşmüş Edith Piaf’ı yeniden oynamak.

Edith Piaf’ın hayatı yalnızca efsane bir şarkıcının hüzünlü ve sevinçli öyküsü değil. Şansonların müzik tarihine bir daha unutulmamak üzere yazılması… Sanatın toplumsal ve ekonomik katmanların ötesinde bir gücü olduğunun kanıtı… Kendi hayatını yaşayabilme cesaretinin göstergesi… Yerleşik, ikiyüzlü insan davranışlarının parçalanması…

Tülay Günal sahnede Piaf’ın 48 yılını öyle anlamlı bir şekilde yansıtıyor ki… Oyun ilerledikçe Piaf’ın adım adım yıpranmışlığı, yaşadığı kazanın bıraktığı omuriliği rahatsızlığı, alkol ve morfinin etkisiyle hızla eskiyen bedeni Tülay Günal’ın usta oyunculuğuyla görsel olarak seyirciye ulaşıyor.

Başta deneyimli oyuncu Levent Yılmaz ve bütün ekip; sahnedeki canlı orkestra dahil, iki perde ve yaklaşık üç saat süren oyunda, Cem Yılmazer’in ışık tasarımı altında büyüdükçe büyüyorlar. Sonunda bütün seyircilerin ayakta alkışladığı bir yapıt çıkıyor ortaya…

Tabii bu oyunu Kenter Tiyatrosu’nda balkona kadar tıka basa dolu salonda izlemek de ayrı bir mutluluk.

Piaf’ın cenazesinde Katolik kilisesi bir dini tören yapmayı reddetmişti. Ancak gömüldüğü Pére Lachaise mezarlığına giden yollar insan almıyordu. Ölümünden 50 yıl sonra yapıldı dini töreni… Hayat yıllar geçince mi affediyordu günahkârları? Piaf için bütün günahlar bir çift mavi gözle başlıyor, yeni bir şarkıyla son buluyordu. Sona eren bir aşkın sokaklarda parçalanıp dağılması gibiydi bütün şansonları, o kadar içten ve duygulu, o kadar hayattan ve gerçek. Bu nedenle en aristokrat zenginlerden işçi mahallelerine kadar, bütün Fransa’nın hayranlığını kazanmıştı.

Ve Edith Piaf yıllar önce Paris halkına Eiffel’in balkonundan seslendiği gibi sahneden bize tekrar sesleniyor; “Non, je ne regrette rien”, “hiçbir şeyden pişman değilim!”

Biz bu şansonu oyunun ilk versiyonunda Gülriz Sururi’nin yazdığı sözlerle sevmiştik. “Hiç, hiç mi hiç / pişman olmadım hiç / aldattım, aldandım, yaşadım / bu benim hayatım!”

Kaçımız hayatlarımıza Edith kadar sahip çıkabiliyoruz?

Oyunun dekorları son derece işlevsel; bir yanda gece kulüplerinin neonlu dünyası, diğer yanda sokaklar, beri yandan işgal Paris’i göz yormayan bir sahne trafiği içinde gerçekleşiyor. Bütün oyuncuların canlandırdıkları farklı karakterler arasındaki geçişleri de yumuşak, sahici… Bu anlamıyla
dramatik yapının içinde kaybolmadan oyunu izlemenin keyfine varıyorsunuz. Her biri ayrı ayrı alkışı hak ediyor.

Eğer Edith’i arıyorsanız, Edith Giovanne Gassion olarak bulamazsınız! Mezarının üzerinde ‘Madame Lamboukas’ yazıyor. Son kocasının soyadı. Hemen altındaysa onu ilk keşfeden gece kulübü sahibi Louise Leplee’nin taktığı Piaf ismini görebilirsiniz…

Annesi sokak şarkıcısı, babası akrobat ve İstanbul’un işgalinde bir Fransız askeri, babaannesi genelev işletmecisidir. O, Yves Montand’a şarkı söylemeyi öğreten küçük kadındır. Leplee öldürüldüğünde cinayetle suçlanan, menajeri Raymond Asso sayesinde sorgudan kurtulan, Raymond’un kahverengi gözlerine, mavi olduğuna inanarak aşık olan kaldırım serçesidir. Kahraman bir kadındır, çünkü her aşkın bedelini bir şarkıyla ödemiştir. Anlaşma buydu belki de! Tanrı ona olağanüstü şarkılar vermiş fakat aşklarını her defasında elinden almıştı…

Başarılı bir sanatçı değildi Edith Piaf, bir efsaneydi! Ve her efsane gibi gerçeğin ve söylencenin birbirine karıştığı mitolojik bir yaşam öyküsünü taşıdı.

Belki işgal Parisi’nde gerçekten Nazilere yakın durmuştu, belki de söylendiği gibi ünlü Fransız Yeraltı Direniş’ine yardım etmek için casusluk yapmıştı. Belki sekiz yaşına kadar kördü, belki de hiç kör olmamıştı. Bir hastanede ya da bir kaldırımda doğmuştu… Ne fark eder?

Tiyatro festivali için hazırlanan ‘Kaldırım Serçesi’, uzun süredir güçlü bir müzikal özlemi çeken tiyatro severleri hem tatmin etmeye hem de büyülemeye hazır.

Gülriz Sururi’ye, Başar Sabuncu’ya ve Yılmaz Zafer’in gencecik günlerine ışıklı alkışlar göndererek…

Filed Under: Sanat

SON HABERLER

HBO Max daha gelmeden Türkiye’deki projelerini durdurdu

Warner Bros Discovery'nin bünyesindeki dijital platform HBO Max Türkiye'nin … Devamı...

Bangladeş’i sel ve yıldırım vurdu: Ölenlerin sayısı 100’ü aştı

Sel ve yıldırımın etkili olduğu Bangladeş'te hayatını kaybedenlerin sayısı … Devamı...

Uzmanlar TÜİK’i ‘suçüstü’ yakaladı: Haziran verileri hatalı mı?

İktisatçılar, haziranda aylık enflasyon artışını yüzde 4,95 olarak … Devamı...

Boğaziçi davası: Özel kalem müdürü, ‘abluka’ suçlamasını boşa düşürdü

Boğaziçi Üniversitesi’ne Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör atanmasıyla … Devamı...

‘Milletin sofrasındaki ekmeği çaldınız’ sözü TÜİK’e ağır geldi: CHP’li Altay’a dava açtı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), açıkladığı veriler nedeniyle eleştiriler … Devamı...

İtalyan Alplerinde buzul kütlesi koptu: Altı ölü, dokuz yaralı

İtalyan Alplerinde, dün gece buzul kütlesinin kopması sonucunda en az altı … Devamı...

Binali Yıldırım sahnede Murat Dalkılıç’ın boşluğunu doldurdu, ‘kulakların pasını sildi’

AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, Erzincan'daki festivalde Murat … Devamı...

Ankara’nın seğmen kıyafeti tescillendi

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurarak … Devamı...

Yapay zeka suçun işleneceği yeri önceden tahmin edebildi

ABD'de suç oranlarını ve yerini tahmin edebilen yapay zeka modeli … Devamı...

Türkiye’de yakalanan Haiti devlet başkanı suikastının zanlısı tahliye edildi

Türkiye, Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise suikastına karıştığı iddiasıyla … Devamı...

Çözülmüş Problemler –Fahrelnissa Zeid
Ne izlesek: Üç film önerisi

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 1706 gündür hapiste

YAZARLAR

Oyun büyük yeğen

Bahadır Kaynak

Neden bu kadar öfkeliyiz?

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sedat Peker meselesi ve içine düştüğümüz sefalet

Levent Gültekin

Türkiye demokrasisinde siyasetçilerin halktan uzaklaşmaması mümkün mü?

Murat Sevinç

AKP neden oy kaybediyor?

İhsan Dağı

Cüneyt Arkın’ın ardından: Baş ucundaki ekmeğe bakarak uyumak

Azime Acar

Başka bir Cüneyt Arkın: Oğlum, İkinci Yenicilerle düştük kalktık biz gençliğimizde

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Arif Kızılyalın: Görünen o ki altılı masa artık tüm konularda anlaştı

Hasan Basri Yalçın: NATO’nun içi boşalacak gibi duruyor

Mustafa Karaalioğlu: Son anda bir mutabakatsızlık enerjiyi alıp götürebilir

Can Ataklı: Cumhurbaşkanlığı helikopteri AKP’li yöneticiler için dolmuş görevi yapıyor

Rahmi Turan: İktidar, hala ‘Durumu bizden başka kimse düzeltemez’ havasında

Murat Muratoğlu: Neden sendikalar var?

Şeref Oğuz: Asgari ücret enflasyonu azdırır

Aziz Çelik: Asgari ücretin 1970’lerdeki düzeyi korunsaydı

Remzi Özdemir: Politikacılar ortaya çıkıp enflasyon bütün dünyanın sorunu diyecekler

İbrahim Kahveci: Asgari ücrete zam yapılmasının tek nedeni var

Alaattin Aktaş: Bir iktisat teorisini daha alt üst etmeyi başardık!

Elliot Page paylaştı: Pasaport fotoğrafımı seveceğim hiç aklıma gelmezdi

Mandalar günün dört saatini nehirde geçiriyor: Amaç süt verimini artırmak

Yeni Zelanda tartışıyor: Nereye s*çacaklar?

Yanlışlıkla hesabına maaşının 330 katı yatan işçi kayıplara karıştı

Kırşehir’in ‘koku vadisi’ ziyaretçilerini bekliyor

Ödünç aldığı oklarla beş madalya kazandı

Hakemden hakeme yeşil sahada evlenme teklifi

Ölmeden önceki son dileği gerçek oldu: Atıyla, kaldığı merkezin bahçesinde buluştu

Beş kez ikiz babası oldu: Çocuklarını yalnız büyütüyor

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SANAT
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
  • AGORA
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • BİRİNCİ SAYFALAR
  • GÜNÜN 11’i
  • AKŞAM POSTASI
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • KÜNYE
  • İLETİŞİM
  • E-mail
  • Facebook
  • Google+
  • Pinterest
  • RSS
  • Twitter
  • Vimeo
  • YouTube

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi