Erdoğan, Sisi darbesini kendisine karşı yapılmış gibi yaşadı; iliklerinde, zihninde ve ruhunda hissetti. Haksız da sayılmazdı çünkü Sisi bu darbeyle sadece Mursi iktidarını değil, Erdoğan’ın Doğu Akdeniz Havzası’nı Tunus’tan başlayarak kuşatan bir İhvancı rejimler topluluğunun doğal lideri olma hayallerini de yıktı.
Travma büyüktü. Erdoğan, Mısırlı İslamcıların Kahire’deki meydanın adı olan Rabia’nın Arapçada “dört” anlamına gelmesine atfen yaptıkları “dört parmak” işaretini benimsedi. Türkiye’de nereye gitse taraftarlarını dört parmakla selamlamaya başladı.
…Türkiye’nin bataktaki dış politikası da değişmez. Kimse hayal görmesin, güzelleme yapmasın. Dört parmaktaki dört musibet gidecek, alternatif “dört parmak” gelecek…
Bir: Cumhuriyetçilik, iki: Laiklik, üç: Kurumsallık, dört: Öngörülebilirlik.
Kısaca “fabrika ayarları”.
Alternatif dört parmak yoksa, dış politikada değişim de yok.