Öngörüler yılın ilk günlerinden itibaren doğrulanıyor: Türkiye-ABD ilişkilerindeki kriz 2018’de daha da derinleşecek.
New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’ndeki “ABD, Mehmet Hakan Atilla’ya Karşı” adlı davanın jürisi, önceki gün verdiği kararıyla krizi ağırlaştıran bir katalizör rolünü oynadı.
Halkbank’a kesilebilecek para cezası, Ankara’da bir ihlalin neden olduğu yaptırım olarak dar bir çerçevede değil Türkiye’deki iktidarı devirmeyi amaçlayan kumpasın yeni adımı olarak algılanacak ve iç kamuoyuna da bu şekilde yansıtılacak. Bu yaptırım, seçim sath-ı mailinde Amerikan ve Batı karşıtlığını alevlendirerek tabanı sıkılaştırmak için fevkalade kullanışlı bir malzeme olacak, aynı zamanda Türkiye ve ABD arasındaki krizi daha da derinleştirecektir.
Burada bitmiyor tabii ki…
ABD ile Türkiye arasındaki YPG veFETÖ sorunu sürekli iltihap üretiyor ve ilişkileri zehirlemeye devam ediyor.
YPG ve FETÖ, kriz bileşkesinin ana faktörleri. Özellikle YPG meselesinin 2018’de daha da ağırlaşmayacağına dair bir güvence yok.
Son imzaların atıldığı S-400 alımı, Türkiye’nin ABD ve genel olarak Batı ittifakı ile ilişkilerinde jeopolitik ve stratejik sonuçlar yaratmaya aday.