Cumhuriyet’in içindeki dört sayfalık Charlie Hebdo seçkisine “dini hassasiyetler” nedeniyle konulmayan o karikatürün gazetenin diğer iki sayfasındaki köşelerde yayımlanmasını, gerekçesi ne olursa olsun lüzumsuz ve hatta sakıncalı buluyorum.
Tabu kırıcılığı AKP Türkiye’sinde basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını genişletmeye hizmet etmiyor; ayrıca sürdürülebilir de değil. Bunun makul yolları var.
Gazetelerinin tercihini benimsemeyip karikatürü köşelerine koyan yazarların bu gereksiz meydan okuması karşısında kimler provoke olmuş, gelin biz ona bakalım.
Şimdilik görünen, bu olayda Türkiye’nin dindar halkının olgunluk ve uygarlık sınavından geçtiğidir.
Diğer taraftan, bazı fanatiklerin şiddet tehdidi içeren tepkileri de sokakta ortaya çıkmış ve Cumhuriyet gazetesi çevresinde güvenlik tedbirleri alınmak zorunda kalınmıştır, doğru. Tehdit üç-beş kişiden de gelseydi bu tedbirin alınması zorunluluğu doğacaktı.
Bu tepkilerde de hükümet, iktidar partisi ve onun sosyal medya şebekesinin büyük sorumluluğu vardır.
Sınavdan geçemeyenler muktedirlerdir.